Şimdi size, psikolojik ve sosyal etkisi kendinden büyük bir beyin rahatsızlığından bahsedeceğim…
"Prosopagnozi (Yunanca "yüz" anlamına gelen prósōpon ve "bilememezlik" anlamına gelen agnōsíadan) veya yüz körlüğü, insanın kendi yüzü dahil olmak üzere çevresindeki insanların yüzlerini ayırt etmekte zorlandığı yüz algısıyla ilgili bir bilişsel bozukluktur."
Öncelikle, hiç tanıyamazsınız demeyeceğim… Bir görme engellinin bildiği yerde engeli olmayan kadar güvenle yürüyebilmeyi öğrenmesi gibi bir durum geliştiriyorsunuz… Aslında "yüz" bütünsel olarak algılanamıyor, bir uzak doğulu yahut bir siyah tenli insanı ayırt edemeyen milletimizin sadece bu başka ırklara hissettiği "bilememe" durumunu, kendi ırkına da yaşıyor olmak hali…
Fakat birkaç yolu var; saçlar, kaşlar, dudaklar, çene, göz! Gözler özellikle önemli. Makyaj durumu yoksa en kolay ayırt edilebilir organ. Ayrı ayrı algılanabilir, eğer hasar çok büyük değilse… Agnozi ileri derece bir kayıptır aslında, nesneleri ayırt edememe, yahut insanların nesneleşmesi gibi durumların olduğu ileri derece rahatsızlıklar da mevcut.
Sosyal olarak, herkes şüpheli.
Yolda gördüğünüz birini, baştan aşağı süzmek zorunda olmak, orada tanıdığı yakalamak ve pat "işte sen şu"sun diyebilmek.
Gelişebilir, uğraşılabilir; fakat çok yıpratıcı. Şu an aynı insan olabilir dediğim 5 insan var! Bu tanıdıklık hissinden daha rezil çok az şey biliyorum.
19. yüzyıl başlarında farkına varıldı hastalığın… E evet. Pek belli de olmuyor, unutkanlık gibi, ne olduğunu anlamadan gelişiyor. Eğer ayrıntılı bildiğiniz birileri varsa, yürüyüşünden, sesinden, vurgularından ayırt edebiliyorsunuz. Zor.
Güven duymak, anlaşılmak, emin olmak… Çok zor.
Beynin gücü, varlıklarında büyük yara açmış: Biz gibi yüz bilemezler diyor ki,
Bizi biraz anlar mısınız? Biz gerçekten de çok zorlanıyoruz!
Dahası, ileride… Muhtemelen alzheimer olacağız.
0 Yorum