Herkesin bir dönem gidesi gelmiştir olduğu yerden uzaklara. Kimimiz gidip döndük. Kimisi ise dikiz aynasından bizlere baktı.
Vanlife Ne Ki?

Vanlife bir nevi karavan hayatı ile karıştırılmakta bence. Aslında evet aynı şeyler ama ince farklar var aralarında. Mesela karavan aldığınız zaman dışardan bakan herkes sizin aracınızın bir karavan olduğunu anlamaktadır. Lakin bir vanlifecıysanız dışarıdan bakan insanların sizin aracınızın bir karavan olduğunu pekte anlamasını istemeyenlerdensinizdir. En azından genel olarak insanlar böyle ikiye ayrılmışlardır.
Kim Bu Vanlife'cılar?

Şehir hayatının getirmiş olduğu monotonluktan sıkılmış olanlar onlar. Onlar, "Ah bu Yaz şuraya mı gitsek ya?" diyip gidemeyenlerin içlerinde yavaş ve sessizce ölen umutları. Onlar aramızda dolaşan yüzyılımızın gezginleri. Onlar, sosyal mecrada gördükten sonra bir hevesle aldığımız ikinci el minibüs, midibüs, kamyon, otobüs vb. araçların tekrar ikinci el pazarına dönerken daha ucuza gitmesi sonucu yıkılan hayallerimizin şekil bulmuş halleri. Onlar, kiminin "Boş boş gezmekten başka bir şey yapmıyorsunuz yaaa" dedikleri kiminin ise "Keşke bende şu an gidebilsem böyle" denenler.
Peki Kolay Mı Öyle Aracı Yapıp Yollara Düşmek?

Bence değil. Her şeyden önce biraz birikiminiz olması gerekmekte. Sonuçta ikinci el veya sıfır bir araç alacaksınız ve bu aracın içini maddi durumunuza göre yeniden dizayn edecekseniz. Ee haliyle bu dizaynın konforu, estetiği, sürdürülebilirliği yapmış olduğunuz birikime göre değişkenlik gösterek. Daha sonra maliyetinizi düşürebilmek adına ve anınız olsun diye (ki bence böyle olması daha hoş) kendiniz bu dizaynı yapmak isteyeceksiniz. Bu da zaman ve fiziksel yorgunluk getirecektir. Zor bir süreç olsa bile sonunda yaptığınız iş ile evinizi istediğiniz her yere taşıyabilecekseniz. Bence düşünmesi bile enfes bir durum.
Varsa İçinizde Gitmek İsteyen Biri, Durmayın, Susturmayın O Birini

Planını yap, zamanını ayarla, tavsiyeler al ve yola çık. Gidip dönme, dikiz aynasından manzaranın tadını çıkar.
0 Yorum