“İfade özgürlüğü nedir ? “denilince genellikle akla ilk gelen yorum bireyin hükümeti arzuladığı şekilde eleştirme hakkına sahip olduğunu belirtmesidir. Buradan hareketle “Türkiye’de ifade özgürlüğü var mı, yok mu?” sorusu şekillenmekte olup varlığı veyahut yokluğu saptanmaya çalışılmaktadır. Peki ifade özgürlüğü kavramının içeriği sadece hükümeti eleştirme hakkına sahip olmakla mı sınırlıdır? Başka bir deyişle bireyin sahip olduğu tüm bilgi ve fikirleri çevresine paylaşmak gibi geniş bir içeriğe sahip kavramı sadece siyasi eleştiriye indirgemek suretiyle varlığını veya yokluğunu saptamak bence ifade özgürlüğüne karşı acımasızca yaklaştığımızı göstermektedir. Bizlerin ifade özgürlüğüne sadece siyasi eleştiriden ibaretmiş gibi odaklanmamızı sağlayan ve bizleri bu eksende düşünmeye iten en önemli etken de şüphesiz ki siyasetin kendisidir. Bilindiği üzere siyasetçilerin kendi istek ve arzularını gerçekleştirmek için toplum desteğine ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak içinde halkın zaaflarını kullanmayı tercih ederler ve sıklıkla kullandıkları teknik manipülasyondur. Günümüzde muhalefet partileri -doğal olarak- mevcut hükümeti yıpratmak ve düşürmek planlarıyla, halkın zaaflarını tahrik etmek amacıyla ifade özgürlüğünün eksikliğini dillendirmektedir. Burada dikkate şayan nokta ise muhalefetin (haklı veya haksız önemli değil) 5-10 tane örnek sunarak ifade özgürlüğünün olmadığını ispat etmeye çalışması ve toplum üzerinde algı oluşturmasıdır. İfade özgürlüğü kavramını oluşturan geniş bileşenlerigözardı etmemizi sağlayıp sadece 5-10 tane örnekle algılarımızı yönetmeye çalışan muhalefete bu vesile ile soruyorum ;
Türkiye Cumhuriyeti’nin 83 milyon nüfusunu baz alarak :
1-) Bireyin, sevgilisine veya eşine karşı duyduğu sevgiyi, muhabbeti ve hissiyatı ifade etmesi yasak mıdır?
2-) Bireyin, sevgilisinde veya eşinde gördüğü hataları karşılıklı olarak ifade etmesi yasak mıdır?
3-) Bireyin, eğitim hayatı boyunca okulu ve öğretmenleri hakkındaki fikir ve düşüncelerini arkadaş ortamında veya sosyal medyada ifade etmesi yasak mıdır ?
4-) Bireyin, eğitim hayatı boyunca öğrenmiş olduğu bilgileri, fikirleri ve düşüncelerini sosyal medyada ve arkadaş ortamında paylaşması yasak mıdır ?
5-) Bireyin, aile ortamında ( hayata dair ) annesine, babasına, kardeşlerine ve eşlerine kişisel fikirlerini paylaşması yasak mıdır ?
6-) Bireyin sahip olmak istediği ev, araba gibi araçları tercih ederken kişisel duygu ve düşüncelerini (satıcıya) ifade etmesi yasak mıdır?
7-) Bireyin, sosyal medya hesaplarında paylaşmış olduğu kişiselduygu, düşünce ve görüşlerin% kaçı suç olarak nitelendirilmiştir ?
8 -) Bireyin, iş ve meslek yaşamı boyunca ( işverene karşı ) kişisel duygu, düşünce ve görüşlerini ifade etmesi yasak mıdır ?
9-) Bireyin, arkadaş ortamında ( hayatın her alanına dair ) kişisel duygu ve düşüncelerini ifade etmesi yasak mıdır ?
10-) Bireyin, sosyal medya hesaplarında paylaşmış olduğu siyasi duygu ve düşüncelerinin % kaçı suç olarak nitelendirilmiştir ?
Söz konusu soruların haricinde Türkiye’de İfade özgürlüğü olmadığını iddia etmenin doğurabilecek sonuçları belirtmem elzemdir. Günümüz de herkesin müşahede ettiği bir olay var ki burada hatırlamakta fayda var. Bilindiği üzere modern çağda emperyalist devletler emellerini ( O ülkeyi İşgal etmek veya iç savaş çıkarmak ) gerçekleştirmek arzusu içerisinde uluslararası devletler nezdinde tepki çekmemek ve meşruluğunu göstermek için özgürlük kavramını kullanmaktadırlar. Bu uygulama yakın tarihte Ortadoğu coğrafyasında hayata geçirildi. Emperyalist devletler işgal etmek veya iç savaş çıkarmak istediği ülkelerde öncelikle halka manipülasyon ve algılarla kendilerinin özgür olmadıklarını düşündürmektedir. Nihayetinde özgür olmadığını düşünen bireyler teşkilatlanma yolu ile ülke içerisinde siyasi iktidara karşın özgürlük savaşı ismi ile isyan bayrağını açmaktadırlar. Böylece emperyalist devletler için müdahale ortamı doğuveriyor bunun doğal ürünü olarak yıkım ve gözyaşı yaşanmaktadır. Buradan hareketle bir kez daha Türkiye’de ifade özgürlüğünün varlığı veya yokluğu hususunda düşünmek gereklidir.
Sonuç itibariyle ;
Söz konusu sorular ışığında ve geniş perspektifler dikkate alındığında; Türkiye’de geniş bir oranda ifade özgürlüğünün mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte az bir oranda da olsa bazı uygulamalar ifade özgürlüğünü olumsuz etkilemekle birlikte, Türkiye’de ifade özgürlüğünün olmadığı yönünde yürütülen manipülasyonlara olumlu katkı sağlamaktadır.
Laiklik mi Şeriat mı? adlı yazım için tıklayın…
[zombify_post]
0 Yorum