Truva Atı Hikayesi
Mitolojilere, destanlara ve kitabelere yazılan Truva Atının hikayesi, 3200 yıl önce Çanakkale’de Troya adlı şehirde gerçekleşiyor…
İstanbul’un Meşhur Tatlıcıları adlı yazım için tıklayın…
Diğer Tarih içeriklerine ulaşmak için tıklayın…
Odysseus, Truva Atını Truvanın surlarını aşmak ve şehre gizlice girmek için yaptırmıştır.
Uzun zamandır süren savaştan yorulmuş askerler oldukça yorgundur. Odysseus uzun süre düşündükten sonra tahtadan bir at yaptırmaya karar verir. Bu tahtadan at onların savaşı kazanmalarını sağlayacaktı.
Plana göre Akhalılar savaştan çekiliyor gibi gözüküp, geride çok büyük bir tahta at bırakırlar. Odysseus ve diğer seçkin komutanlar atın içine gizlenirken, diğerleri denize açılıp gemileri Bozcaada’nın arkasına, Troyalıların onları göremeyeceği bir şekilde gizlerler. Planın yürümesi için, görevi tahta atın Truvanın surlarından içeri girmesini sağlamak olan bir Akhalı askeri atın yanında bırakırlar. Akhalıların çekildiğini gören Truvalılar, şaşkınlık içinde batı kapısının önündeki dev tahta atın yanına giderler. Bu sırada ortaya çıkan Sinon ismindeki Akhalı asker, Yunanlardan nefret ettiğini, onu Akhalıların geri dönüşleri için gerekli rüzgarın çıkması adına kurban seçtiklerini ve kendisinin kaçarak kurtulduğunu söyler ve şöyle devam eder: Tahta at Tanrıça Athena’ya kutsal bir sunak olarak yapılmıştır. Büyük olmasının sebebi Troyalıların onu dar şehir kapılarından şehrin içine almalarını engellemek içindir. Akhaların beklentisi Troyalıların bu atı yakıp yıkmalarıdır. Böylece Tanrıça Athena’nın öfkesini Troya üzerine çekmiş olacaklardır. Ama Troyalılar atı şehrin içine alıp onu korurlarsa Athena’nın lütfu Troyalılara yönelecektir.
Akhalı askerin sözlerine inanan ve barışmak isteyen Truvalılar bu sözlere inanırlar ve tahta atı içeri alırlar. Gece barış kutlamalarıyla eğlenen ve alkolün etkisiyle sızan Truvalılar, atın içindeki Akhalı Savaşçılar tarafından avlanır. Bu sırada Truva’nın surlarına yaklaşmış olan Akhalı Ordusunun da takviyesiyle Truva Şehri tamamen yıkılır. Truva’nın baştan sona yakıldığı bu katliam sonrasında Menelous Helen’i alarak Yunanistan’a yelken açar.
Bu efsanenin gerçek olup olmadığı hala bilinmiyor fakat dilden dile dolaşan bu efsaneyi insanlık çok seviyor!
0 Yorum