Sevgili okur,
Bugün ki yazımızda tarikatları, oluşumlarını, kollarından bahsedeceğiz.
Konuya Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesine ait Balkan Sosyal Bilimler Dergisi’nin 2020 sayısında ‘Tarikat ve Cemaatlerin Siyasetle İlişkisi’ başlıklı araştırma makalesinin yazarı İshak Torun’un şu sözleri ile başlamak istiyorum. ‘Türkiye’de tarikat ve cemaatten bahsetmek yasaklı bir konuyu konuşmak demektir.’ Varlıkları yüzyıllara dayanan bu dini örgütlenmenin kökenleri ne kadar eskiye dayansa da son birkaç on yılda Türkiye’de adı sıkça geçmeye başlamış, üst düzey yöneticiler yetiştirmiş, kabul görmüş, terör örgütü dahi olmuşlardı veya iddia edilmişlerdi. Peki varlıkları hem devlet içerisinde hem sivil toplum örgütlerinde, basın-yayında, ekonomide, turizmde bu kadar anılmasına karşın konuşmak yasaklı olarak görülüyor?
Rifâî tâc-ı şerifi çevresinde düzenlenmiş Aziz Efendi hattıyla celî sülüs levha (Muhittin Serin, Hattat Aziz Efendi, İstanbul 1999, s. 87)
Tarikat nedir?
Tarikat ( الطريقة ) sözlük anlamıyla ‘gidilecek yol, hal’ anlamlarına gelmektedir. Yaygın kullanımı ile Allah’a ulaşmak isteyenlere mahsus hal, davranış ve tutulan yol. Tarikat ‘tâife’ kelimesi ile de birlikte kullanılmış Farsçada ‘kanun, yol’ anlamındaki ‘râh’ Osmanlı Türkçesi’ne ise ‘tarikat’ olarak geçmiştir.
Tarikatlar pek çok önderin izlediği yol olmuş olsalar da özünde hepsi İslam’ı benimsemiş topluluklardır. Kendilerini Hakk’a adarlar. O kadar fazla tarikatlar ve oluşan tarikatların alt kolları vardır ki bunları araştırıp aktarmak oldukça zordur. Bunu daha iyi anlatmak amacıyla Sülemî, sayfa 383’de bu durum şöyle aktarılmış Allah’a varan yolların ‘yıldız sayısınca’ veya Necmeddîn-i Kübrâ sayfa 33’de ‘yaratıkların nefesi adedince’ şeklinde ifade edilir. Tarikatların sayısı çoktur ve bundan sonra değişik formlarda, yenileri eklenerek, legal veya illegal bir şekilde devam etmeleri öngörülebilir.
Tarikatlara girmek
Tarikatlara girmek genelde kişinin kendi hürriyetine bırakılır. Her tarikatın kendine göre tarikatlarına almaları için bir usulleri vardır. Bu usul kimi zaman gönüllü kişinin verilen görevleri yerine getirmesi iken kimi zamansa ‘şeyh’ diye adlandırılan liderin rızası ile gerçekleşir. Bazı tarikatlarda şeyh kişinin (talib) istihareye yatmasını ve kendisine anlatmasını isteyebiliyor. Neticesinde kişi (talib) tarikata giriyor veya giremiyor.
Tarikatlar kendi içlerinde ise hiyerarşik bir yapıya sahiptirler. Piramidin en alt tabakasını tarikata girmek isteyen talibler oluşturuyor. Şeyh kabul ederse talib bir üst tabakaya yani müridliğe erişiyor ve böylelikle öğrenci olmaya da hak kazanıyor. Mürid yeterince eğitim alıp tarikatın usul ve adabını öğrendikten sonra bir üst mertebeye yani salikliğe erişiyor. En son mertebe ise vasıllık. Burada kişi kendini dünyevi nimetlerden kendini oldukça arındırmış kendini Hakk’a adayan kişiler olarak anılıyor. Şeyh tarikat lideri. Genellikle karaları tek oluyor, tartışılmıyor.
Tarikat sayıları ve finans
Tarikatların sayıları Deutsche Welle (DW) Ağustos 2019 haberinde 30 tarikat bunlara bağı olan 2,6 milyon insan bulunduğunu aktarıyor. Her ne kadar 30 tarikat olsa bile bu tarikatların ise 400’e yakın kolları bulunuyor. İstanbul merkezli tekke sayısı ise 445. Doğu illerde 800’e yakın medrese çalışıyor. 10 bin özel okulun ise üçte biri tarikatlarla bağlantılı.
Finansını eğitim, ulaştırma, basın-yayın, çeşitli fabrikalardan alıyor.
Gelecek yazımda ‘tarikat sayıları ve finans’ başlığını daha detaylı inceleyeceğiz.
0 Yorum