Tarihin En Büyük Hikayesinin Yeniden Anlatımı: “Matrix”

"Gerçekleri görmeni engellemek için gözlerinin önüne çekilen bir dünya bu." -Slavoj Zizek 3 dakika


Tarihin En Büyük Hikayesinin Yeniden Anlatımı: “Matrix”

“Gerçekleri görmeni engellemek için gözlerinin önüne çekilen bir dünya bu.”
-Slavoj Zizek


Sinemanın İki Filozofu: Bergman ve Tarkovski adlı yazım için tıklayın…

Diğer Film-Dizi içeriklerine ulaşmak için tıklayın…


Yıllardır her fırsatta açıp baştan sona izlediğim, her izleyişimde farklı anlam ve duygular çıkardığım hayatımdaki yeri farklı olan filmlerden biridir Matrix. Henüz 3 filmlik seriyi bile tam sindirememişken bir anda “Matrix 4” onaylandı, anlaşıldı, çekimleri yapılmaya başlandı. Böyle bir durumda bir yazı yazmamak olmazdı diye naçizane düşünüyorum.

Kuşkusuz sinema tarihinin en felsefi filmlerinden biridir “Matrix”.  Ünlü kültür eleştirmeni Slavoj Žižek’in deyimiyle “Matrix, bir felsefecinin Rorschach Testidir. Her felsefeci, felsefeyle ilgilenen her insan içinde onda en sevdikleri felsefelerini görüyorlar: Varoluşçuluk, Marksizm, Feminizm, Budizm, Nihilizm… Kendi felsefi -izm’iniz ne olursa olsun her neye inanıyorsanız onu Matrix’te bulabilirsiniz.” Tabi film rastgele oluşturulup meydana gelen mürekkep lekelerinden ziyade arkasında zeki insanların olduğu sağlam bir arka plana dayanıyor.

Hayatlarımızı sıklıkla zincirlenmiş bir halde yaşıyoruz. Ve anahtarın bizde olduğunu asla bilmiyoruz...

Sorgulamayı keşfedip, büyük sorular peşinde koşarak üniversiteyi bırakan Wachowski Kardeşler de filmlerinde pek çok gönderme ve felsefi tema olduğunu kabul ediyorlar. Matrix’in verdiği en açık ve ilk mesaj şudur: “Bizi harekete geçiren şey sorulardır." Neyi bilebilirim? Ne yapmalıyım? Gerçek nedir? Zihin nedir? Özgürlük Nedir ve Özgür müyüz? Bu sorular soruldukça hem filmde hem kendi derinliklerinizde metafizik, etik, estetik, zihin felsefesi, din ve siyaset felsefesi gibi pek çok olguyla karşı karşıya kalıp düşünürüz. Ama sorulan çok fazla soru olmasına rağmen yalnızca tek bir komut vardır. Morpheus’un Neo’ya dediği gibi: Wake up! (Uyan!). Pek çoğunuzun bildiği üzere Morpheus Yunan mitolojisinde rüyalar aracılığıyla şekillerde değişiklik yapan uyku tanrısının adı.

s-cc0631730b6cbb2c9addb9a509a7f37c48276d7d.gif?fit=900%2C373&ssl=1
Dün gece bir düş gördüm ve bu sabah o düşü unuttum.

Matrix, şimdiye kadar anlatılmış en büyük hikâyenin yeniden anlatımıdır. Sokrates’in hikâyesi". Bunu pek çok noktada görebiliriz. Matrix aslında aynı anda pek çok şey demek. Sokrates’in hikâyesi bunlardan sadece biri ve hikâyesini bilmeyen biri filmdeki pek çok detayı gözden kaçırabilir. Sokrates tanrı tarafından kendisine verilen bir görev içindedir. Bu görev Atina halkını uyandırmaktır. Beyninde bir soru vardır: İyi bir hayat nedir? Neo ise insanlığı bihaber olduğu yapay zekâ köleliğinden kurtarmak için seçilmiş kişidir. Cehennemvari bir dans kulübünde Trinity’nin Neo’ya “Bizi harekete geçiren şey o sorudur.” der. Soru ise şudur: Matrix nedir? Sorgulamak Sokrates gibi Neo’ya da bela getirir. Sokrates tanrıtanımazlıkla ve gençlere kötü örnek olmak suçuyla kendini mahkemede bulur. Kahramanımız Neo ise yasalarda geçen neredeyse bütün bilgisayar suçlarını işlemiş olmakla suçlanır.

Tüm insanlar doğaları gereği bilmeyi arzularlar...

Delphi’de kâhini ziyaret ettiği mağaranın duvarında yunanca şöyle yazar: “Aşırıya kaçma.” Filmimizde ise Neo kâhini ziyaret ettiği sırada kâhinin mutfağındaki kurabiyelerden muhtemelen çok güzel kokular yayılmaktadır, Kâhin Neo’ya “Bir kurabiye al.” der. Biraz kurabiye al ya da istediğin kadar al dememiştir. Neo’nun belki de aşırıya kaçmasını istememiştir. Aynı zamanda kâhinin mutfağının kapısının üzerinde Latince “Temet Nosce” yani “Kendini bil” gibi bir söz yazmaktadır. Delphi’deki tapınağa geri dönecek olursak, orda aynı sözün Latince değil de Yunanca yazdığını görürüz. Sokrates bunu fark etmiş olacaktır ki: “Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez.” ilkesiyle yaşamını sürdürmüştür. Neo ise zamanla kendine inandı, kendini tanımaya, bilmeye başladı. Böylece kehanet doğrulanmış oldu. Kendini bilmek her zaman anahtar olmuştur ve bu anahtar olmadan bilinmeye değer diğer bilgilerin kilidini açıp onlara ulaşamayız. Neo canını feda ederek insanlığı kurtarmış oldu. Sokrates ise ölüme mahkûm edildi ama ölümü halkını uyandırmış oldu.

Memnun olan mutludur. Fakat yeni bir huzursuzluk baş gösterdiğinde bu mutluluk bozulur ve mutluluk arayışına yeniden başlarız...

Matrix'le ilgili yazılacak, konuşulacak şeyler saatlerce günlerce bitmez ancak daha fazla uzatıp da kimseyi sıkmak istemem. Ancak kendimin de çok severek okuduğum ve bu yazıyı yazarken faydalandığım iki kitabı sizlere önermek isterim. Biri Slavoj Zizek'in "Matrix", bir diğeri ise William Irwin'in "Matrix ve Felsefe" kitabı. Bu kitapları okuduktan sonra filme olan bakış açınızın fazlasıyla değiştiğini, Matrix'in sadece bir bilim kurgu-aksiyon filmi olmadığını göreceksiniz.


Beğendin mi? Arkadaşlarınla paylaş!

Deniz Karakaş<span class="bp-verified-badge"></span>

Bir Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Choose A Format
Personality quiz
Series of questions that intends to reveal something about personality
Trivia quiz
Series of questions with right ve wrong answers that intends to check knowledge
Story
Formatted Text with Embeds ve Visuals
Video
Youtube ve Vimeo Embeds
Audio
Soundcloud or Mixcloud Embeds
Image
Photo or GIF