Son Yenilgi
İçim rahat ölüyorum, çünkü sen o ölümü uzaktan hissedemezsin. Ölmem sana acı verecek olsaydı eğer, o zaman ölemezdim. – Stefan Zweig
‘İnsanların Kavurucu Zamanlarına Gölge Etmek’ adlı yazım için tıklayın.
Diğer ‘Edebiyat‘ içeriklerine ulaşmak için tıklayın.
Dipdiri ayrılık. Acıklı bir halde veda ediyorum. Gidiyorum.
Sana son vedam, son yenilgim. Bugün anlamlı, bugün kutlanmalı, bugün ağlanmalı. Her şey çabalamak değilmiş. Bazen olmayacağını anladığın zaman vazgeçmen, bitirmen gerekirmiş. Ağlamaklıyım, duvarlarım yıkılana kadar bugünün yasını tutacağım.
Suçluluk hissetmiyorum. Ne hissettiysem, kalbim hangi yoluma ışık tuttuysa ona göre davrandım. Varlığın benden intikam aldı, yokluğun beni çaresiz bıraktı. Üzgünüm, gücüm tükendi.
Şimdi hiç bilmediğim bir bulvarda sağa sola koşuşturuyor üşüyen ruhum, geceleri seni gözetmeye kilometrelerce şehirler öteye uçuyor. Ruhum bu koşuşturmacanın içerisinde yorgun düştü, ışığım sönene kadar bedenime mahkum olma cezasına çarpıtıldı. Bu sefer senin gitmene gerek yok ben gidiyorum. Bu yazıyı da bir veda mektubu say. Sana, senin gölgene sığınamadım. Dinlenmem gereken zamanlarda yer bulamadım karanlığında. Sana sevgimi bile bırakmıyorum. Hiçbir izimle rastlaşmayacaksın.
Bir zamanlar ne çok isterdim beni anlayabilmeni, beni görebilmeni, çığlığımı duyabilmeni… Biliyor musun? Artık öylede mühim değil. Ehemmiyetin-m- kalmadı. Sevgisizliğinin altında yıprandım. Suçlu hissetme.
Çok fazla hikaye var dünya üzerinde. Senin hikayende o hikayelerden birisiymiş ve ben de bir parçaya sahip olabileceğime inandım, o parçanın başkasına ait olduğundan habersiz. Sanırım uzattım. Son vermem gerekli ama işte vedalar hep ağır ve yorucu olduğu için uzatıyorum.
Son kez her şey için teşekkür ederim.
Hoş kal’ hoşça kal.
Bir Yorum