O kadar iyisin ki…
Yolda aç çocuk görsen, ayakları çıplak, donarak gece senden dilenen; simit satan; tartı tutan…
O kadar iyisin ki, hemen cebindeki tüm bozukları bırakacaksın oracığa!
O kadar iyisin işte dostum.
Ötesini berisini düşünmeyecek kadar iyi.
Kalbin rahat, bir sokak çocuğuna bozuklarını attın.
Ne muazzam iyisin.
Çünkü öyle zannetmeye programlandın. Ne kadar aşağı ve aşağılık iyilik simsarı varsa ele geçirdi gerçek iyi niyetini.
Çünkü o çocuk tespit edilsin ve gerçekten ailesiyle yaşayabilsin, okula gitsin diye kurulmuş sistemden haberin yok. Haberin olursa belki sokakta çocuk kalmaz.
KALMAMALI!
[183 / yaşlı, kadın, çocuk, engelli acil sosyal yardım hattı]
Sokakta bir çocuk istismar ediliyor, parayı veren isterse, dokunup okşuyor belki okşayan bir pedofili, belki okşayan bir organ kaçakçısı!
Biliyor musun? 5 tane çocuğum olsa, hepsi aç olsa… Yine bir tanesini bile sokağa göndermezdim. Gönderiyorsam, çocuğumu dövüyor da olabilirim, çocuğumun dövülmesine ya da cinsel olarak kullanılmasına da ses etmiyor olabilirim. Çünkü eğer çocuğumu sokağa bırakabiliyorsam, aç karnımı çocuğumun etiyle doyuruyorum demektir ve sen o kadar iyisin ki, o kadar iyi… Tüm bozuklarını benim bu işkenceyi sürdürmeme aktarıyorsun.
Belki annesi değilim, az mi çocuk kaçırılıyor? Az mi çocuk satılıyor…
Sen bir böbrek kaç para biliyor musun?
Mafyası olsam bu işin, sokakta simit satan bir çocuğa ağbilik ederdim. O her gün durduğu yere gider gelir, organ mı, fuhuş mu, uyuşturucu sattırmak mı… Neyse işte onu yaptırmaya alırdım o anasının bile sevmediği yavruyu kendime… Kullanırdım tepe tepe.
Sen o kadar iyisin ki… Belki kaçırılmış ve her çocuğa rahatça yapılabilecek tüm kandırmalarla mesela, kötü adam dövdüğünde ona sarılan kadın olarak onu kendime bağlar, kaçırılmış o körpecik yavruya her şeyi unutturur, annesi diye yuttururdum ona kendimi, sonra salardım sokağa! Ben keyfime bakarken, uyuşturucumu, alkolümü ya da borcumu ödetirdim onun işçiliğiyle…
Çünkü zaten kimseyi sevmeyen ben, ancak ben o çocuğu sokaklara salabilirdim.
Doğurup sokaklara saldığım çocuğuma bozukluklarını verdin, o kadar iyisin ki… Sayende biliyorsun işte, keşke biraz kötü olsaydın be…
Gece beni sömürmelerine, dövmelerine belki geceleri pis ellerin üzerimde gezinmesine izin vermezdin… Belki biraz kötü olsan 183'ü arar, memurlar beni alıp kaydedene kadar beklerdin. 3 kere kaydım alınırsa belki beni “sevgi evleri”ne koyarlardı. İnan, böyle bir güven sokakta böbreğimden, merhametimden, insanlığımdan ya da bedenimden olmamdan kat be kat iyi olurdu.
Belki tedavilerim olur, belki bir spor okuluna gider belki çaldığım melodikada ilerler dünyaca ünlü bir müzisyen olurdum. Evet , üzülürdüm belki beni sevmeyen, beni kullanan annemden babamdan ayrılmaya ama beni sevgi evlerine almasalar bile ona yani anneme alışveriş kartı ya da çocuk bakım maaşı bağlarlardı.
[144 sosyal ekonomik destek hattı, işgöremez bireylerin küçük çocuklu annelerin alabilecekleri ekonomik destekler için kayıtları alınan ve ev ziyareti sonrası maaş bağlanan sistemin numarası]
Fakat eğer kaçırılmışsam, bu da tespit edilebilirdi.
Ama o kadar iyisin ki… Cebindeki tüm bozukları bana verdin. Teşekkür ederim: etimden beslenenleri besledin. O kadar iyisin ki.
0 Yorum