Dünya var olan insanlar için bulunmaz güzellikte bir yerdir. Paylaşmayı bilenlerin, aşkı yaşayanların, dostluğa kıymet verenlerin ve insanlık adına hep umutla bakıp elini taşın altına koyanlar için tabi ki… Savaşların olduğu, her insanın sadece ve sadece kendi çıkarları için yaşadığı ve iyi değerlerin yavaş yavaş kaybedildiği çağımızda en büyük sorun kendimce söyleyecek olursam: SEVGİSİZLİK!
Sevgi bir bebeğin anne karnından çıktıktan hemen sonra başlar aslında. Ailede tüm bireyler sevgilerini bebeğe her şeyleriyle vermeye çalışır, pervane olurlar etrafında adeta. Peki bebek büyüyünce, gelişip olgunluğa erince ne mi olur?
Aslında hayat o zaman başlar. Artık etrafı daha da tanımaya başlarsınız, size olan sevginin azaldığını ve çıkarların ne kadar ön plana çıktığını farkedersiniz. Yılmazsınız, hala umutla iyi insanlar olduğunu ve hayatın her şeye rağmen güzel yanları olduğunu düşünerek devam edersiniz fakat insanlar sadece sizden yararlanabildiği müddetçe yanınızda durduğunu daha da çok anladığınızda umudunuzun yerini hüzün kaplar. Üzüntünüz kimseyi rahatsız etmez ama yalnızlaşırsınız, kendinize kapanırsınız çünkü gerçekler canınızı yakmıştır, acıtmıştır bir kere…
Yalnızlığınız sizi bu hayata bağlayacak bir çözüm değildir tabi ki. Çünkü bir zaman sonra kendi başınıza kimseyle düşüncelerinizi dertlerinizi paylaşmamakta can acıtır. Aile ve arkadaşlıklardan da nasibinizi almışssınızdır. Fakat elinizde hala bir koz vardır. Bu koz öyle tehlikelidir ki yanlış kişide kullandığınızda sonucu sizin için çok ağır olacaktır. Toparlamanız aile ve arkadaşlıklardaki düşüşlerinizden çok daha zaman alacaktır. Acısı geçerken bile sizi yıpratacaktır. Elinizdeki koz iyi birine verilirse hayatınız bambaşka bir hal alacaktır. Size yaşanılan kötü anıları unutturacak ve sevginin var olduğunu hatırlatacaktır. İşte bu kozun adı: AŞKTIR.
Aşk birine en saf ve en temiz duygularla bağlanmaktır. Sizden bir parça götürmeksizin sizi tamir etmektir. Hayata daha sıcak bakmaktır, her anınız gönlünüzdeki aklınızdaki o kişi demektir. Tam düşecekken tutunduğunuz tek daldır. Olması gerektiği gibi biri değil o öyle biri olduğu için seversiniz. Sadece sizi sevmesi için değil siz onu her şeyinizle sevdiğiniz için aşktır bunun adı. Bu öyle riskli bir duygudur ki ya çok fazla şey kazanırsınız ya da kaybedersiniz ama sonucu ne olursa olsun her şeyi göze almaktan asla çekinmezsiniz. Ne kadar kötü olabilir ki dersiniz ve peşinden gitmeye devam edersiniz. Aklınız kalbinize yenik düşer. Sadece gönlününüzden geçenler sizin için önem kazanır. Kulağınız her zaman kalbinizdedir.
İşte bu mucizevi duygu size hayatta çok şey öğretir ve hatırlatır. Sevginin asla bitmeyen bir unsur olduğunu, asla pes etmemek gerektiğini, her şeyden öte bir kalbinizin olduğunu ve onu hiç unutmamanız gerektiğini size öğretir.
Kötü olaylar, kötü insanlar, çıkar ilişkileri, para sevdası, güçlülük hırsı, zalimlik ve dahası… Bunların içinden eğer sevgiyi, aşkı, insan olmayı bilirseniz siz bu hayatı yaşıyorsunuz demektir. Çünkü bir parça mutluluk bir parça sevgi her şeye bedeldir. İnsan aşkı ve duygularının en temiz yönlerini yaşıyorsa işte o zaman kendi benliğini tamamlamış demektir.
Çok kısa ve bir o kadar da ilginç olan bu dünya kalplerinizi size asla unutturmasın. Sevginin en güzel ve en değerlisini yaşamanız dileğiyle…
Sevgiyi yüreğinden eksik etme. Sevgisiz yaşam, bütün çiçeklerinin ölmüş olduğu güneş olmayan bir bahçe gibidir. Oscar Wilde
[zombify_post]
Güzel bir yorum. İnsanın kendi iç sesini dinlemesi kadar da ümit verici belki de…
Değerlı yorumunuz için teşekkür ederim. Kesinlikle insan iç sesine ve duygularına önem verdiği müddetçe hayattan tat alır