Rus Kadını Bilmecesi

18 dakika


52

Rus kadınlarını bilmeyen yoktur,mutlaka  hakkında bir şeyler duymuşuzdur. İnanılmaz güzellik, çekicilik,sarı saçlar, dolgun vücutlar, erkeklerin bir o kadar düştüğü kadınların ise korkulu rüyası, yuva yıkan, baştan çıkaran..vs.  Peki hakkında bu kadar konuşulan,yazılıp çizilen rus kadınının bilinmeyenlerini hiç düşündünüz mü?

Ayrıca rus kadınları sadece Türk erkeklerini mi etkiliyor?  Yanıtları duyamıyorum o yüzden şu yazıyı bir okuyun derim.

Amerikalı erkekler, uçaklarla akın akın Rusya’ya giyordu”, diyor Bersenev. “Çoğu, sözüm ona iş gezisi gerekçesiyle. Ama bu uzak ülkede başlarına neler gelebileceğini bilmediklerinden korkuyorlardı. O dönem Rus erkekleri ‘mafya hesaplaşmaları’ ile uğraşırken, Amerikalılar basit hediyeler karşılığında ‘istediklerini alıyorlardı’. Tanışmalar, evlenmeler giderek arttı.

Daha açık bir ifadeyle;

Hayatının önemli bölümünü Batı’da yaşayarak geçirmiş olan Rus edebiyatçı ve gazeteci Mihail Bersenev Rus hemcinslerine kıyasla Batılı kadınlar daha maddiyatçı, daha talepkâr ve daha şımarıktı; aşırı derecede bağımsız ve kendine yeten bir havaları vardı. Kibar ve güler yüzlü olsalar da aslında daha ‘soğuk’tular. Prensiplerine fazla bağlıydılar. Sahip oldukları olumlu özelliklerin değerini biliyor, kendilerini ‘hak eden’ (yakışıklı, akıllı, eğitimli, varlıklı vs.) erkeklere yöneliyorlardı. Ve sorun çıktığında çabukvazgeçebiliyorlardı. Rus kadınlar, Batılıların çoktan kapıyı çarpacağı durumlarda çok daha tahammüllü davranıyorlardı. Uzlaşma, Rus kadını için hayat tarzıydı. Belki de mesele buradaydı: Rus kadınlar daha iyi, daha mükemmel değil, sadece dahadayanıklıydı. Gerçeği ve insanları oldukları gibi kabul edebilmek gibi harika bir becerileri vardı.”

Peki Amerikalıların ilgisini çekmeyi başaran rus kadınlarının tarihlerindeki rolü ne idi? Kendi toplumunda değer görebiliyormuydu?

Rus geleneksel aile yapısı da ataerkildir. Bu aile yapısında kadınların sosyal statüsü erkeklere göre daha düşüktü. 1870’li yıllarda taşralarda evlenilecek kız seçiminde ailedeki kaynana adayı tarafından belirlenen esas kıstaslar kızın iyi bir ahlaka ve güçlü bir beden yapısına sahip olmasıdır. Kızlarda güzellik ve çekicilik ancak asil aileler ve zengin tüccar aileler tarafından aranan ve karşılanan özelliklerdir. Kadın kocasının emirlerine ve buyruklarına kesinlikle uymalıdır. Kadınlara kocaları tarafından zaman zaman “eski korkuluk” gibi isimler dahi takılmıştır. 

Hatta Rusya’nın kırsallarında kadınların yaşamları ve erkeklerin kendilerine olan davranışları o kadar kötüydü ki 1883 yılında Muravyea, 1 Mart 1883 tarihli Moskovkie Vedomosti Gazetesinde bir kadının kocası ve üvey oğlu dururken kendisinin yük arabasında atla birlikte koşulması haber olmuştu. 

Daha da ilerisi bu durum “tüylü kürkleri dövdüğünüz gibi kadını da dövün böylece daha az gürültü çıkaracaktır”, “kadın ne kadar daha çok dövülürse o kadar çorba lezzetli olacaktır” gibi atasözlerinde de kendine yer bulmuştur.

Ayrıca 19. yüzyılda Rus kadınının toplum içindeki sosyal statüsünde çok sayıda sosyo-ekonomik değişkenin önemli ölçüde rol oynadığı görülmektedir. . Örneğin evlilik için evlenecek kadının ailesi, damat adayına bir miktar para ödemekte idi . Dolayısıyla, özellikle ekonomik durumu gelişkin olan Rus kadını, Rus erkekleri tarafından daha fazla tercih edilmekte ve kadınlar ekonomik güçleri ölçüsünde sosyal güç kazanmaktaydı.

Onların bu zor şartları çeşitli Rus şarkılarına konu olmuştur. Bunlardan birinin sözü her şeyi açıklamaktadır. “Who is going to bring the water ? The daughter-in-law. (Suyu kim getirecek? – Gelin) Who is to be beaten ? The daughter-in-law. (Kim dayak yiyecek?- Gelin) Why is she beaten ? Because she is the daughter-in-law.” (Neden dayak yiyecek? – Çünkü o gelin) 

Aslında hepimizin aşina olduğu bu durumdan rus kadını da kaynanalardan nasibini almış ve o zamanın kayıtlarına geçen yine : ‘Kaynanalar gençliklerinde çektikleri sıkıntıları gelinlerine yansıtmakta’ olmuştu..

Rusya’da kadınların toplumsal yaşama ilişkin ilk adımları I.Petro zamanında atılmış. 19 Şubat 1861 yılında kölelik Rusya’da kaldırılmıştır. Çok yakın bir tarih değil mi?

İlk perde 1917 Ekim Devriminde 1917 Ekim Devrimi ile iktidara gelen Bolşevikler Rusya Federatif Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (sscb) ni kurdu. 

Devrimler, iç karışıklıklar, eşitsizlik derken Türklerin tanışması ,ülkesinden kaçan yüz binlerce Rus’un bir bölümünün Türkiye’ye sığınmasıyla başladı. O zamanlar kimilerinin “haroşa” adını taktığı Rus kadınlar, Türk toplumunu, özellikle İstanbul’u farklı tavırları, kültürel birikimleri ve güzellikleriyle etkiledi. E bu denli güzelliğe artık genetik kodlar demekten başka bir şey bulamadık. 

Rus kadınının dönüşümü nasıl gerçekleşti?

Tabii ki misyonerler sayesinde. Ne zaman bir savaş çıksa Avrupa ya göre güçsüz devletler buhrana sürüklense ‘son din ve kültür yayıcı’ misyonerler bizim deyimimizle oraya damlar. Devlet işlerinden başlayarak önce kültür, sanat, moda, eğitim büyük şehirlere yayılmaya başladı. Rus kadınının çilesini gören misyonerler, ‘ okula aşk mektubu yazmayı öğrenmeye mi gitsin ‘ anlayışında olan kırsallarda kız-erkek ayrı özel okullar açmaya başladı. Bunu gören paralı bağnaz Ruslar kız çocuklarını okula göndermeye başladı.Kadınlar  meslek edinmeye  ve iş sahibi olup para kazanmaya başladılar  böylece Rus kadınlarının dönüşümü başlamış oldu.

İngiliz Times gazetesi, Rusya’da 1974’ten kalma yasalarla kadınların çalışması yasak olduğu işlerin sayısının azaltılacağını ve ülkede Çalışma Bakanlığı’nın bu amaçla bir yasa tasarısı hazırladığını yazdı.

Times’ ta ki habere göre düzenlemenin yasalaşması halinde kadınlar 2021’den itibaren araç tamir edebilecek, tekneyle balık avlayabilecek, buldozer ve traktör kullanabilecek, gemilerde kaptanlık, trenlerde makinistlik yapabilecek.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2000 yılında yasanın güncellenmesine onay vermişti. Halen Rusya’da kadınların toplam 38 sektörde, 456 işi yapması ise yasak.

Ruslar’ deyince akla gelen

Moskova’da birkaç yıl faaliyet gösteren, Rus-Türk Araştırmaları Merkezi RUTAM, 2004’te Türkiye’nin yedi kentinde “Rusları nasıl bilirsiniz?” adı altında bir anketin yapıldı ve sonuçlar ilginçti; “Ruslar” denince ilk akla gelenler şöyle sıralanıyordu: “Hayat kadınları” (yüzde 33,6), “soğuk” (yüzde 20,9), “votka” (yüzde 12,2), “sanat ve kültür” (yüzde 9,7), “sosyalizm ve komünizm” (yüzde 9,4)…

BBC’nin haberine göre ise yıl kaç olduğu belirtilmemiş ama Dünya Bankası’nın cinsiyet eşitliği sıralamasında Rusya, Uganda, Fas ve Burundi’yle aynı kategoride yer alıyor. Ancak The Global Gender  Gap Report 2020 verilerinde dünyada cinsiyet eşitsizliği sıralamasında  153 ülke arasında Türkiye 130. Sırada iken Rusya 81. Sırada yer almıştır. 

Son olarak sizce Ruslar neden gülümsemiyorlar?

Çünkü Rus kültüründe gülümseme kibarlık değildir. Batı ülkelerinde gülümsemek bir kibarlık ve ya dostça yaklaşım olarak görülürken Rusya’da kişinin duyduğu sempati ifadesi sayılır.Devamlı kibar gülümseme Ruslar tarafından yapmacık veya bir şeyi gizleme çabası olarak algılanır ve hoş karşılanmaz. Hatta bunun için Rus dilinde ‘nöbetçi gülümseme’ ifadesi vardır.

Tabi Rusları anlatmak için bunlar yeterli değil ancak sizin için en merak edilesi başlıklara değinmeye çalıştım.Bşaka başlıklarda ve farklı konularda görüşmek dileğiyle..:) 

Tarım Liseleri adlı yazı için tıklayın…

[zombify_post]


Beğendin mi? Arkadaşlarınla paylaş!

52
suzey doğan<span class="bp-unverified-badge"></span>

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir