Kölelik, insanlık tarihinin en eski ve en zalimce sömürü biçimlerinden biridir. İnsanlık tarihi boyunca neredeyse her toplumda gözlemlense de ancak çok az sayıda topluluk köleleri temel iş gücü olarak görerek, köle ekonomisini benimsemiştir. Roma İmparatorluğu, Antik Yunan ve 17. ve 18. yüzyıllar arasında Amerika, köle gücünü ana iş gücü olarak kabul eden sayılı toplumlardandır.
Peki ama bu durumun sebebi neydi? Neden toplumlarda köleler olsa bile kölelik ana iş gücü sayılmıyordu?:
Problemlerin biri yeterli sayıda köle bulmanın zorluğuydu. Yaşadığımız ülkenin eşit ve adil olmayan bir yer olduğunu bilsek de aynı ülkede yaşadığımız bazı insanları köle olarak kabul etmekte zorluk çekerdik. Bu yüzden aynı ülkede yaşadığımız insanlardan köle edinmek pek mümkün değildir. Bu durumda tek çare kendi toplumumuz dışından, köle ticareti veya savaşlar yoluyla, köle edinmektir. Bu iki yola da sürekli olarak başvurmak zaman zaman zor olabilir. Bir diğer problem de bu tarz bir ekonomide köle iş gücünün kendi devamını sağlayamamasıdır. Örneğin, köylü ekonomisinde, köylülerin çocukları büyür ve ebeveynlerinin işlerini devralır. Köleler içinse bu durum geçerli değildir çünkü çoğu durumda kölelerin çocuk sahip olmalarına ya da çocuklarına bakmalarına izin verilmez. Sahiplerinin nazarında bu sadece bir zaman kaybıdır. Ek olarak, kölenin üretimden herhangi bir karı yoktur. Ne para ne de hisse alabilir. Bu yüzden çalışmasını sağlamak için sürekli olarak dövülür ve en ufak bir direnme veya karşı koyma belirtisi sert bir şekilde cezalandırılır.

Antik Roma'da Köle Pazarı, Jean-Léon Gérôme (1884)

En parlak döneminde Roma İmparatorluğu toprakları
Kölelerin Tedariki:
Yukarıda da belirttiğim gibi köleler çoğunlukla savaşlar ve köle ticareti yoluyla elde edilir. Roma İmparatoluğu, örneğin, kölelerini savaşlar yoluyla elde ediyordu. İki yüzyıl gibi bir zaman diliminde Romalılar bütün Akdeniz havzasını fethetmişlerdi. Fethedilen yerlerden akın akın köle ve ganimet geliyordu. Romalılar zenginleşmiş ve yüzyıllar sonra bile ihtişamıyla anılan bir imparatorluk kurmuşlardı. Ancak belirttiğim gibi, her savaşın galibi olamazsınız. Bu yüzden, Roma’da daha sonraki yıllarda savaş kazanmakta ve dolayısıyla ganimet ve köle elde etmekte sıkıntı çekmeye başlamış ve köle kaynağını kaybetmiştir. Antik Yunan’da ise daha farklı bir yol izlenmiştir: köle ticareti. Fenikeli ve Yunan tacirler Akdeniz’in bir ucundan diğer ucuna her yaş, cinsiyet ve toplumdan köle getirip satıyorlardı. Her büyük şehrin denize yakın bir yerde köle pazarı olurdu. Spesifik bir durum olarak, belirli bir süre Antik Yunan’da “borç köleliği” de uygulanmıştır. Böylece, borcunu ödeyemeyen Atinalılar, alacaklılarının köleleri oluyordu. Ancak bu durum, toplumsal huzursuzluk ve isyan ihtimali yüzünden hukukçu ve devlet adamı Solon tarafından kaldırıldı.

Spartaküs'ün Ölümü, Hermann Vogel (1882)
Kölelere Nasıl Davranılırdı?
Hukuksal açıdan köleler insan olarak değil mal, mülk olarak kabul edilirdi. Hatta “Bütün köleler, düşmandır” (quot servi, tot hostes ) diye bir atasözü bile vardı Roma’da. Ancak zaman zaman efendiler kölelerini insan olarak görebilir, aralarında iyi ilişkiler olabilirdi. Örneğin Cicero, kölesi Tiro’ya çok değer veriyordu. Zaten sonrasında da onu azat etmişti. Fakat bu nadiren görülen bir şeydi. Çoğunlukla kölelere gaddarca ve zalimce davranılıyor; on binlerce köle çiftliklerde ve madenlerde sistematik olarak sömürülüyordu. Saatlerce, günlerce çalıştırılabilir, dövülebilir, işkence edilebilir ve öldürülebilirlerdi. Edebi eserler de bu tür acımasızlık örnekleriyle doluydu. Örneğin anlatılagelen bir olayda, aniden bir şeye sinirlenen İmparator Hadrian kalemiyle kölelerinin birinin gözünü oyar. Daha sonrasında ise yaptığına üzülür ve köleden durumu telafi etmesini sağlayacak bir hediye istemesini söyler. Köle cevap vermez. İmparator cevap için ısrar eder. Bunun üzerine köle tek istediğinin gözüne geri kavuşmak olduğunu söyler. Kölelerin zevk için öldürüldüğü gladyatör dövüş oyunları da onlara gösterilen gaddarlığın örneklerinden biridir. Böylesi şartlarda yaşamak zorunda kalan köleler zaman zaman bireysel veya kolektif olarak direniş göstermişlerdir. Pek çok filme ve diziye konu olan Spartaküs’ün liderliğini yaptığı isyan da bunlardan biridir. Ancak isyan askeri bir sefer düzenlenerek bastırılmış ve sonuç olarak Capua ve Roma arasında bulunan yolda 6.000 köle çarmıha gerdirilerek öldürülmüştür.
Geçmişten günüzüme köleliğin biçimleri ve beslenme kaynakları sadece değişiyor, kölelik kavramını henüz toplumlardan kaldıramadık. Yasalar ve devlet halâ köle tacirleriyle ortak.
yorumunuz için teşekkürler, evet ne yazık ki köleliğin belli formları hala günümüz toplumlarında o veya bu şekilde mevcut.