Daha önce MEB Ziya Selçuk tarafından okulların 31 Ağustos tarihinde açılacağı söylenmişti. Hatta önlerinde dört seçenek olduğu da konuşulmuştu.
1- Okulların öncelikle tüm çocuklar için sosyal mesafe korunarak ortak kullanım alanları ve dersliklerde metrekare hesabıyla oturma düzenleri planlanarak sınıflarda öğrenci sayısı seyreltilerek 18 milyon öğrenci için açılması planlanılsa da yetki illerde valilerde olacak. İstemeyen ve şartların kötü seyrettiği illerde okullar açılmayabilecek.
2- Bilim Kurulu'nun pandeminin seyrine göre alacağı kararla, tüm çocuklar için açılma şansı kalmazsa açılan illerde de okullarda yarı zamanlı eğitim verilebilecek.
3-Okullar salgının ağır seyrettiği bazı şehirlerde açılmaz iken salgın sürecini daha hafif atlatan şehirlerde, il dışı seyahat kısıtlaması ile birlikte açılabilir.
4-Eylül ve ekimde olası ikinci dalga salgına karşı 2020-2021 eğitim/öğretim yılında kısmi veya tamamen uzaktan eğitim olabilecek.
Bakan yaptığı bir diğer açıklamada pazartesi ve salı sınıfın yarısı perşembe ve cuma diğer yarısı eğitim alacak şekilde düzen de düşünüldüğünü söylemişti.
Son zamanlarda sosyal medyada okulların açılmasını istemeyen kişilere yanıt olarak;
''Okullar açılmasın.” demek; maskesiz sokağa çıkmak, mesafesiz yaşamak ve hiçbir tedbiri umursamamak kadar basit. Dışarıya adım atan herkes, 18 milyon öğrencinin sorumluluğunu omzunda hissetmek zorunda… Lütfen, tedbir alalım, diyerek okulların açılma ihtimalinin daha yüksek olduğunu göz önüne sermişti.
Okullarda önlem olarak herhangi bir şey yapılıp yapılmadığını merak eden halk için bir tweet daha paylaşan bakan, ''Okulların açılması için her türlü hazırlığımıza yüksek bir özenle devam ediyoruz. Bu kapsamda TSE ile hijyen standartlarımızı belirleyip pilot uygulamalara başladık.'' demişti.
KISSADAN HİSSE
Ailelerin çocuklarına virüs bulaşma korkusunu anlamakla birlikte tatilde, havuzda, kafelerde maskesiz oturup dışarıda her an bulunmaktan vazgeçmemelerini anlamamaktayız.
Asker eğlencelerinde hiç virüs yokmuş gibi davranan insanlar bu bahsettiğim konuların eğitimden daha önemsiz olduğunu anlaması gerekir. Elbette tatil ve eğlence sosyal yaşam için önemli ama eğitimin yanında lafı bile edilemez. Doğru bir altyapı ve hijyen ile okullar açılabilir. Eğer 2. dalga yaşanır veya vakalar artarsa tabiki okullar açılmamalı hiçbir şey de yaşamdan önemli değildir. Yine de yapabileceğimiz şeyler var. Sosyal mesafe, hijyen ve maske kurallarına uyalım. Bizler bunları yapmazsak bırakın okulların açılmasını, bu diğer ülkelerle aramızda olan 50 yıllık farkı 100 yıla çıkmasını izlemekten başka bir şey yapamayız...
0 Yorum