Linçle Büyüyenleri Saygıyla İndirme Çalışması 1 – Fantastik Kurgu Kopyacılığı
‘SÜMER TABLETLERİ YARATILIŞ HİKAYESİ VE SEMAVİ DİNLER’ adlı yazım için tıklayın…
Diğer ‘Edebiyat‘ içeriklerine ulaşmak için tıklayın…
Fantastik kurgu yazmak, hayal gücü yani düş dünyası ve yaşam döngüsü arasında bir köprü inşaa etmektir. Bu köprü bazen başkalarının köprülerinden geçerek kurulur.
Ülkemizde değil, tüm dünyada çok sık rastlanan bir “hırsızlık çeşidi “ olarak linç edilir yazarlar. Fantastik kurgu okuyucusu da yazarı kadar acımasızdır.
Bu konuya en çok maruz bırakılmış ilk yazarlarımızdan biri Terry Brooks.. Kendisi Shannara Elf kraliyet ailesinin hikayesini anlatır. 4 diyar vardır, glom, trol, elf, insan ırklarını barındıran bu dört ırklı dünya, aslında büyük bir yıkımın sonrasıdır. Günümüzün dünyası Artık antik tarihidir dünyanın. Yosun kaplamış modern dünyamız köprüleri , arabaları , gökdelenleri görürüz.
Gelelim linç yediği yere: Öncelikle ırklar benzer , kötülüğe kapılmış bir Druid, şeytan olur ve şeytanı “yasaklı” ya hapsettikleri bir cennet ağacı vardır.
“İlham ve hırsızlık “ arasında ince bir çizgi olmalı , güzel olanı hakkıyla sürdürebilmek, başka ve yeni alemler yaratabilmektir mühim olan : kutsal metinlerin vahiy olduğu yüce peygamberler de aynı hikayeyi bize anlatıp üzerine “yeni bir şeyler “ koyar ve yeni bir dinde aynı Rabbe inanırız. İnanıp Rabbin merhametine güvenerek yaşarız.
Fantastik kurgu da , yaratılmışın üzerine koyup ,yenisini yaratmakta ,sürdürmekte ,başka ayrıntılar vermekte sorun görmemeli. J.R.R Tolkien yazdı , bitiremeden ölüm çaldı kapısını , peki siz hikaye orada bitsin mi isterdiniz? Bu eleştiriler neden?
Halk efsaneleri Amerika’da , nineler ve dedelerle ; glom, Druid, elf anlatıyordu zaten. E anlatılanlardan yola çıkıp yazılmış olana saygıyla 14 kitaplık bir elf kraliyet ailesi serisi okumak yerine : “gobya bu gobya linç linç linç “ yapmanın bir alemi var mi?
“Ekşi sözlükte 8 tane yorum” kadarsınız çünkü kendi cinli minli halk hikayelerinizden bir kurgu sunma kabiliyetiniz bile yokken , okur tatmininizle Tolkien’den 10 yıl sonra biri kendi kurgusunu yarattı diye konuşmayı kendinizde hak görüyorsunuz, üstelik acımasızca! 14 kitaplık bir kurguyu anlamıyorsunuz. Yahu ne kendini sevmez varlıklarsınız, Tolkien bir daha yazamayacak ki… öldü! Yazan varken , yazar biliyorken “kimin sonrası “ olduğunu , siz ne diyorsunuz ya?
Bu devam edecek bir linçlere ayna tutma girişimidir, Zeki olabilecek olanlardan gelen cahilce tutumlara , sanat emeğinin “kurgudan ibaret” “konudan ibaret” olmadığını, emek verilmiş ve güzel olmuş her eserin arkasında durup “savunucusu “ olmayı iş ediniyorum. Nasıl ki Dr. Faustus Marlowe tiyatro eseridir ve 40 yılda değerli Goethe onu yeniden yazmıştır, bu da böyledir. Yeni ve keşif şizofreni olur fantastik kurguda, bu sizi efsane yapar! İşin aslı şöyle ki ; halk hikayeleri ilham olur ve dünyalar yaratırız. O zaman içine alır okur, yeni zanneder. Transilvanya’da Dracula; Avrupa saraylarında güzelleşmek uğruna köle kanları boşaltılması , mezarda tırnak ve saç uzaması devamı bir halk efsanesiyle ilham olmuş ve diğer tüm vampir hikayesi yazarlarıyla dönüşmese eğer “vampirlerden türeyen onca kurgu” nereye gidecekti? “Anne hanım “ Vampirle Görüşme kitabının ilhamını nereden aldı? Peki söyleyin , tüm dünyada bilinen, mezardan oturma konumuna gelebilen bir ölüm fenomeni olmazsa halk , “zombi” fantezisi üretebilir miydi? Çok acıyorum “eleştiri “ ile “hakaret” i karıştıran zavallılara… Kendi hikayelerini dahi bilmeyen zavallılar için de en kolayı “berbat ve kopya” diyerek kendini “ilk farkeden “ zannetme hastalığıdır , olan biten bu aslında… Emek verilmişler, saygıyı Hak ediyorlar. Hırsızlık , Yıldızlı Gece’yi kopyalayarak çizip , adını ; ” yaldızlı gece” koyup “Benim eserim bu, ilk ben çizdim, orjinal” demektir.
Terry Brooks’u rahat bırakın.
0 Yorum