İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun geçenlerde alelacele mecliste geçmiş ve aynı hızla Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.
Siyasi iktidar on sekizlik yıllık iktidar döneminin belkide tam on yedi yılını sosyal medya ağlarını trol hesaplarla kontrol ederek ülkeyi günlük algı operasyonlarıyla istediği yöne kanalize etmede kitleyi istediği gibi kontrol altına almayı bugüne kadar başarmışdı. Ülkeyi yöneten siyasi iktidar partisi Akp 2013 yılına kadar Fetö’nün güçlü medya ağı ve oluşturmuş olduğu havuz medyasıyla beraber sosyal medya trolleriyle hem ulusal hem uluslararası bir medya ordusu ile ülkeyi günlük suni gündemlerle ciddi anlamda kontrolize ediyor ve çok kolay bir şekilde oluşturmak istediği algıyıyla vatandaşları kuşatıyordu. Fetö ile olan ilişkiler 17’25 Aralık operasyonlarıyla sekteye uğramaya başlayınca medya organlarında ciddi sıkıntılar yaşamış olsada 15 Temmuz darbesi koşulları sonrasında gelişen siyasi manivelarla bu terör örgütüne ait tüm yayın organlarını el koyarak darbe sonrasında medya üzerinde baskıcı ve yasaklarla muhalif basın yayın organlarını dizayn etmeye bunun yanında ise gazetecileri tutuklayarak cezaevlerinde tutsak tutarak basını tek tipleştirme çabalarına rağmen sosyal medya ağlarını ilginç bir şekilde kontrol edememeye başladılar. 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri sonucu belediye başkanlarının her olayı teşhir etmesi sosyal medya ağlarında işleri tersine döndürmeye başladı. Bunun siyasetle alakası yok dersek yanılırız yaklaşım tavır tamamen politik bir adımdır. Böyle bir süreci daha önce Gezi parkı eylemlerinde yaşamıştık. Sosyal medya ağlarında kontrolü ellerinden kaçırmış kontrol edemez hale gelmişlerdi. Daha önce de toplumsal bazı konularda toplumun sosyal medya ağları üzerinden haber alma özgürlüğünü kısıtlayarak interneti yavaşlatmışlardı.
Sosyal medya yasakları olarak ortaya çıkan kanunun en çok üzerinde durduğu konusu ise bazı hesaplardan politikacılar veya herhangi karşıt mensup kişilerin birbirine hakaret etmesi, küfürlü sözlerle hitap etmelerinden kaynaklıyor. Yani bu bahane ediliyor. Bahane ediliyor dememin sebesi şu aslında sosyal medya ağlarında bu küfürbaz yaklaşım tarzını, hakaret etme, ihbarcılık, hedef gösterme gibi alışkanlıkları aktroller tarafından alışkanlık olmuş bir davranış biçimiydi. Bu hale gelmesinde en büyük vesileyi sebep yine siyasi iktidarın kendisi belki kendileri bunu pek bilmezler ama birçok sosyal medya kullanıcısının aktrol hesaplardan tarafından hızlı bir şekilde salgınlaştığını, hedef gösterdiğini, ağır küfür ve hakaretlerle içerik üreterek, yorum yaptıklarını bir çoğumuz şahit olmuştur. Yapılan her kötülük ve iyilik bumerang gibidir döner yine sizi bulur.
Daha bir kaç ay öncesi twitter sosyal medya ağının yedi bin beşyüz (7500) Türkiye uzantılı sahte hesapların kapatıldığını, hesapların tamamının Akp gençlik kolları merkezi tarafından tek bir merkezden kontrol edildiğinin, tespitinin yapıldığı açıklanmıştı. Sosyal medya ağlardaki üstünlüğü siyasi arenaya eskisi gibi taşıyamayan siyasi iktidar çözümü bu ağları bazı kısıtlamalarla yasaklama yöntemini seçti. Sosyal medya üstünlüğünü kaybeden iktidar toplumu algılarla yönetememeye başladı. Son dönemde ise suni gündemler havuz medyasıyla sadece bir kaç gündem de tutulabiliyor. Pandemi dönemiyle beraber gelişen işsizlik, sosyo-ekonomik sıkıntılar, ekonominin daralması geçim derdi derken sosyal medyada artık işler rast gitmiyor bunun yanında ise havuz medyasıyla dahil olsa pek farkına varmamış olabilirsiniz fakat oluşturulan algı operasyonları toplumda karşılığını bulmuyordu. Onsekiz yıllık eğitim sisteminde kindar ve dindar bir nesil yetiştirmekle uğraşan iktidar yeni nesilin teknolojiyle olan ikili ilişkisini bu şekilde harmanlanacağını kestiremedi.
En son Cumhurbaşkanının üniversiteye girecek öğrencilerle youtube kanalında yapmış olduğu canlı yayın sonrası Z kuşağı olarak tarif edilen Zoomer gençliği tarafından oy moy yok sloganıyla prostesto edilmişti. Diğer bir gerçek ise tıpkı gündelik sosyal hayatta kontrol edilemeyen ele avcu sığmayan aynı zamanda herhangi siyasi bir görüşü benimsemeyen genelde özgün rap müzikle beslenen asi ve kendine göre bağımsız kontrolü güç olan bunun yanında sosyal medyada da aynı şekilde kontrol edilemeyen (Z)oomer kuşağının ortaya çıkaracağı enerjinin siyasi iktidar tarafından öngörülememesi bu kuşak tüm dünya ülkelerinin yöneticileri tarafından ne yapacağı kestirilemeyen büyük bir kitle en son ABD seçimlerinde Trump’ın seçilmesinde aktif rol oynamışlardı. Ülkemizde buna benzer son seçimleri ele alacak olursak 28 Haziran seçimlerindeki Muharrem İnce’nin aldığı oy, son seçimlerde ise Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul seçimlerindeki gösterdiği performans her iki seçimde de Zoomer kuşağının ciddi etkileri var. Bu iki seçimde zoomer kuşağını hayal kırıklığına uğratan İnce’ydi. İktidar bu kuşağın nasıl bir enerji ortaya çıkaracağını açıkcası kestiremiyor. Etkisiz gibi görünselerde alttan tetikleyici kendine özgü yarattıkları mizaha dayalı sloganlarla oluşturdukları algılarla ortaya farklı bir o kadar ilgi çekici enerji ortaya çıkarmalarına neden oluyor. Teknolojinin getirisiyle beraber çok başarılı bir kuşak olarak ortaya çıkıyorlar. Sosyal medya ağlarının tek hakimi bu kuşak gittikçe sayıları teknolojisinin hızıyla beraber gün geçtikçe artan ”Z” kuşağı kontrolsüz bir güç olarak büyüyerek geliyor.
Velhasıl kısacası iktidar zoomer kuşağından korkmakta bununla beraber ekonomi, işsizlik ve geçim darlığının da beraberinde getirdikleri güç durum iktidarı ciddi bir çıkmaza soktu. Korkuyorlar. Yeni kuşaktan ve getireceklerinden korktular, korkmasalar sizce yasaklama çabasına girerlermiydi?
Son olarak altını çizmek gerekirse bu kuşak yasak falan dinlemez. Özgürlüğüne düşkün bir kuşağı bu şekilde engellemeye kalkar ülkenin bir çok sorunu varken bunu bir sorun olarak teşkil edip teknolojiyi ellerinden almaya kalkarsan çözüm olarak ortaya koyulan şey koca bir çözümsüzlük haline dönüşür vede çok farklı sonuçlarla başbaşa kalırsınız. Zoomer kuşağı bu engellemelerin hiçbirini tanımaz hem sandıkta hemde sosyal medyada gereken dersi hepimize tek tek verir. Göreceğizde bakın bu kuşak nasıl ders verecek hepimiz yaşayacağız.
Gelecek nesil hızlı ve kontrolsüz bir güç halinde geliyor. Ne getireceğini kimse bilmiyor.
Ne götüreceğini de. Tek bildiğimiz şey ”Z” kuşağının geldiği….!
0 Yorum