Kız Çocuklarında Feminist Bir Bilinç İçin Şimdi Powerpuff Girls Zamanı!

Süper kahraman hikayelerinin  büyük bir bölümünde, süper kahramanların kaslı ve yakışıklı erkekler olduğunu gözlemleyebiliriz. Kadın karakterler, hikayeye, süper kahramanla var olan ilişikleri dolayısıyla girerler ve oldukça pasif ve edilgen bir rol üstlenirler. En ön plana çıkan kadın karakter süper kahramanın sevgilisidir. Bu karakter genelde oldukça güzel, sevecen ama naif olarak resmedilir. Ve tabii ki, bir noktada erkeğinin onu kurtarmasına muhtaçtır. 

Kurtarılmaya muhtaç kadın karakter (damsel in distress) sadece süper kahraman türüne de mahsus değildir. Bu tip kadın karakteri her türden yapımda sıklıkla görebiliriz. Bu yaklaşımın aksine, Powerpuff Girls'te günü kurtaran ve kendilerinden katbekat güçlü gözüken kötülerle savaşanlar, küçük kız çocuklarıdır.

Zaman içinde, nihayet kadın süper kahramanlar da ortaya çıkmıştır. Artık, kadın karakter edilgen değildir ve kendi hikayesini kendi yönlendirebilecek güce sahiptir. Ancak bu sefer de o, çok sexy ve çok mükemmel olarak kurgulanmıştır. Deri mayo ya da bikini giyerek dünyayı kurtarmaya çabalar. Bu rol  Hollywood'un en güzel oyuncularına ve modellerine verilmektedir. Yarı çıplak vaziyette, oldukça rahatsız kıyafetler içinde, makyajı ve saçı bozulmadan ve her daim güzel gözükerek kötü adamlarla savaşır. Bu tarz karakterlerin erkek izleyici kitlesi düşünülerek oluşturulduğu söylenebilir. 

Böylesi güçlü kadın karakterlerin bile, bu şekilde kurgulandıkları için, kadınlara ilham verebileceğini söylemek güçtür. Hatta, tam tersi, medya tarafından yapılan mükemmel vücut dayatmasının kadınların psikolojilerini ve kendi bedenleriyle ilgili hissettiklerini olumsuz yönde etkilediğini söyleyebiliriz. Bunun aksine, Powerpuff Girls'te kahramanlarımız görünüşleriyle ya da cinsellikleriyle ön plana çıkan karakterler değiller. Onlar oyun oynarken etrafı dağıtan, saçı başı dağılan ve buna da önem vermeyen küçük kız çocukları. Yeri geldiğinde güzel ve saygın gözükmek de istiyorlar ama bunu sadece kendilerini iyi hissetmek için yapıyorlar. Başkaları için değil. 

Powerpuff Girls kahramanlarının farklı karakterleri, zaafları ve hayalleri var. Blossom, grubun lideri ve vicdanı. O çok düzenli, tertipli ve çalışkan. Aynı anda hep öğrenci konseyi başkanı hem uzayın süper başkanı hem de Nobel Barış Ödülü sahibi olmanın hayallerini kurabiliyor. Ama bazen fazla kontrolcü. Bubbles'ın kocaman bir kalbi var ve hayvanlara bayılıyor. Ama bazen fazla saf olabiliyor. Buttercup akranlarına göre daha sert ve inatçı. Onu kızdırmak ve onun meşhur yumruklu sandviçlerinden yemek istemezsiniz.  

Çizgi filme göre bütün bu farklılıklar grubu daha da güçlendiren etmenler. Kötülerle savaşmak ve Townsville'i kurtarmak için, üç farklı bakış açısı ve yaşam stilinin birlikte hareket etmesi gerekiyor. Örneğin, Bubbles daha feminen bir tarza sahipken, Buttercup'ın tarzı daha maskülen ama hiçbir zaman biri, diğerine göre daha üstünmüş gibi yansıtılmıyor.

Genelde bir erkeğin ilgisi veya aşkı için mücadele eden kadınların hikayelerini görmeye alışığız. Ancak Powerpuff Girls'te durum farklı. Burada ön planda olan kız kardeşlik ve bunun önemi! Karakterler birbirlerinden farklı bile olsalar hiçbir zaman birbirleri için hissettikleri sevgiden vazgeçmiyorlar. Blossom'ın Buttercup'ın dağınıklığından, Buttercup'ın da Bubbles'ın naifliğinden şikayet ettiği oluyor ancak kız kardeşler sorunları aşmanın, hataları telafi etmenin her zaman bir yolunu buluyorlar. Bu hayatta en çok istedikleri şey ve kız kardeşleri arasında kalsalar bile tercihlerini her zaman kardeşlikten yana kullanıyorlar.

"Kadın gibi" ağlamanın ve duygularımızı göstermenin "kötü" olarak görüldüğü bir toplumda bu mesaj özellikle anlamlıdır. Duygusal olmakta da duygularımızı göstermekte de hiçbir sakınca yoktur. 

"Hiç Blisslenmemiş" adlı Powerpuff Girls bölümünde, kızlara yeni katılan Bliss'in monoloğu oldukça ilham vericidir. Bliss, Sporde adında uzaylı bir canavarın Dünya'ya geldiğini ve niyetinin burayı ele geçirmek olduğunu söyler. Kızlar ve yeni tanıştığı çocuk Logan'la canavarı aramaya başlarlar. Bu sırada, Bliss Logan'a aşık olur. Ancak sonra öğreniriz ki, Sporde insan kılığına girmiştir ve Bliss'i kendine aşık etmiştir. Logan aslından Sporde'dur. Bunu öğrenen Bliss kahrolur. Sporde onu fazla duygusal ve zayıf olmakla suçlar. O sırada diğer kızlar da tehlike altındadır. Uğradığa haksızlığa öfkelenen ve ailesi için endişelenen Bliss sonunda gücünü toplar ve Sporde'u yener.

Ve ona, "Zayıf akıllıyım demek, kalbim de zayıfmış. Beni bana açıkladığın için teşekkür ederim Sporde. Senin ne kadar yanlış olduğunu anlamama yardım etti. Duygularım, sevdiklerime hissettiklerim zayıflıklarım değil, onlar en güçlü yanlarım. Oyun bitti Sporde!" der.