"Bırak beni nehirlere bırak
Bir kıyıya çarpa çarpa un ufak
Seni görür dünyaya dönerim
Ellerinde her hikaye kör bıçak"
Sesleriyle huzur veren iki muhteşem hanımefendi. Diğer albümlerini incelemenizi tavsiye ederim çünkü bir parçalarının mutlaka sizin parçanız olacağından eminim.
"Sonra nefes aldım derince
Tuttu içim sırrı yeterince
Çiğ vaktiydi cemalime
Söyledim usulca, nefesimce
Varmışım,
Yokmuşum,
Uyanmışım,
Senmişim"
Kendisini genç yaşta kaybettik ne yazık ki. Dünyalar tatlısı bir insandı. Kendisinden geriye bu muhteşem parçalar kaldı, dinlenmek üzere.
"İçime doğdu görüş günümüz.
Dizini,dibimde buldum.
Gök yüzünden öptüm, ellerinden
Sonu başa yakın, bozuldu ağzımın tadı."
Grubun bütün parçalarını kulaklıkla dinlemenizi öneriyorum. Vokalin sizi alıp götürmesine izin verin.
"Sanki
Uçtuğumu resmedip
ırmağıma süzülüp
Göğsüme dolsan"
Sözlerden çok seslere önem veren bir grup Gevende. Canlı performanslarının tadına doyum olmaz.
"Ben, dalıp dalıp gidik
Şu boynum, şahmeran ölüsü
Ben vitrini, çiçeksiz
Her çiçek senin, bildik"
Kendine özgü ses tonuyla birbirinden kaliteli işler yapıyor. Henüz genç, güzel yerlere geleceğinden şüphem yok.
"Adımı Barış koydular
Vietnam’da bir çocuk cesedine bakarken, sustular
Adımı Özgür koydular
Fransız şarabından içerken soylular, unuttular
Oysa insanlara inanan küçük çocuklar vardı
Hepsi büyüdü sonra İsimleri kaldı"
Tüm insanlığa bir tepkidir bu parça, gönülden söylenerek.
"Güvendiğim insan kırıntısı
Sanki tam üstüne basmışım
Ekmek kırıntısı değil ki bu
Ama yine de kötü çarpılmışım"
Elbet keşfedilecektir.
"Duvarlar örülmeden
Berlin öldürülmeden
Uçurtmamız vurulmadan
Halimize ejderhalar, balkonlu kahkahalar
Atmadan ayrılalım"
Gülümseme eşliğinde bir damla göz yaşı emojisi yok hala ama onun yerine şarkısını yapmışlar.
Hikayesi olan parçalar her zaman güzeldir.
Hüsn-i Talil'de gitarıyla özlem gidermek için çalmıştı bu parçayı bana, ilk dinlediğimde. Acelesi olduğu için çayını bile bitirmeden kalkıp gitmişti Çağrı abi, bir daha denk gelemedik. İlk fırsatta tekrar isteyeceğim.
Sakin bir giriş ve ani yükseliş ile arkaplanda, kişinin iç dünyasını çok başarılı işlemişler. Böyle güzel işlerin çoğalmasını umuyorum.
Çağlama adını verdiği, kendi icadı enstrümanıyla gönlümüze dokunur(du) Ömür Kılıçaslan. O zihninin içinde neler döndüğünü hep merak etmişimdir. Çok özgün bir karakterdi kendisi. Müzik için büyük bir kayıp. Huzur içinde uyusun.
0 Yorum