HOŞ GEL 2021, ACITMA!
Satırlar , kendi iç sesimden gelen 2021’e mektubumdur. Geçmiş yaptıklarımla vedalaştım. yeniliklere hoş geldin cümlelerimi yazmak istedim. Mutlu yıllar!..
‘DOSTUM BU UYGULAMALAR BİR HARİKA !’ adlı yazım için tıklayın…
Diğer ‘Edebiyat‘ içeriklerine ulaşmak için tıklayın.
Bu bir rüyaydı farz et… Sertab Erener’in şarkısını hatırlar mısınız? Hadi, hadi yüreğim ha gayret. Hele sıkı dur hele sabret. Başını eğme dik tut. Bu bir rüyaydı farz et… 2020 yılını anlat deseler sanırım bu şarkıyla anlatırdım. 2020 yılını konuşmayan bir ben kalmıştım, kambersiz düğün olmaz deyip bende geldim.
Yılın ilk gününde biraz dertleşelim istedim. Bütün bunlar yaşanmadan önce biri çıkıp, böyle bir yıl geçireceğiz deseydi, kuşkusuz kimse inanmazdı. Haliyle bende sizin gibi yaşayana kadar inanamadım. Acılı ve farkındalık dolu bir seneyi daha bitirdik. 2020’nin o anlarını tekrar anlatmayacağım. Bu bir rüyaydı farz et deyip, ben size 2020’nin hayatıma kattığıgüzelliklerinden bahsetmek istiyorum. Sonrasın da 2021 planlarımdan konuşuruz. Belki sizin de hayatınızda küçük değişikler için bir başlangıç olur.
İhtiyaç araları ve kısa bir molayı saymazsak 10 aydır evdeyim. Ve bu benim bilinçle yaptığım en zor şeylerden bir tanesi idi. Arkadaşlarımın hiç bir özel anında olamadım. Nedenini anlayamadığım bir şekilde hepsi de aynı yıl evlenmeye karar verdi. Nedense 🙂 Ailemi ve sevdiklerimi göremedim. Çalışmak beni inanılmaz rahatlatan bir şey ama çalışamadım. Çalışamadığım için okulu dondurmak zorunda kaldım. Bunun gibi sizin de yaşadığınız durumlar…
Mayıs sonu artık dayanamayacağımı hissettim. Dedim ben ya bir şey yapmalıyım ya bir şey yapmalıyım. Yoksa sağlıklı kalamayacağım. O günlerde telgiraf.com’ un içerik editörü ilanı gördüm. Kimseye güvenmeyen bir insan olarak kısa bir araştırma yaptım. İçerikleri hoşuma gitti. Liseden beri yazıyorum ama yazılarımı bir yere vermeyi düşünmüyordum. Dedim bir iki yazarım, beğenmezsem alırım kalemimi giderim. Formu doldurdum, gönderdim. Tez canlıyım biraz iki gün geçince dönmeyeceklerini düşündüm. Aile yazlık evimize doğru kısa bir yolculuğa çıktık. O zamanlarda kendilerinden mesaj geldi. Çok müsait olamadığım bir anımdı ve anlaşamadık. Sonra İstanbul’a geri döndük tabi. Hani derler nasibin dağın altında da olsa, denizin dibinde de olsa seni bulur. İnanın buna! O ilanı yine gördüm internet de gezinirken… Bu sefer sosyal medya bölümüne idi. Başvurdum, kabul edildim. Bir ay sonra da ben aynı zamanda yazmayalım diyerek, editörlüğe başvurdum. Böylelikle 2020’nin bana kattığı en güzel şeylerden telgiraf.com yolculuğum başlamış oldu. Telgiraf içinde kendimi iyi, rahat ve keyifle çalıştığım projelerden ve o yüzden beni çok mutlu ediyor.
Telgiraf, başlangıç noktası ne diye sorarsanız. Okula gönderdiğim yazının kabul olup, çevrimiçi bir dergide yayınlanması derim. Bazı yollar bazı kapılar hayatınızda kesinlikle birbiri ile bağlantılı olduğuna inanıyorum. Hem ilk resmi yazımın beğenilmesi ve bu yazının Mustafa Kemal Atatürk’le alakalı olması beni mutlu ve onurlandıran bir durumdu. Bak birçok şey olmuyor ama bak bu oldu, devamını da olabilir hissettirdi. Çok kıymetli idi.
İtiraf etmek istemezdim ama bende 2020’de çok yemek yedim herkes gibi Çikolatalar, cipsler, kaloriler havada uçuşunda dedim, Seray dur! Durmalısın. Çok şeker kullanan birisiyim. Ben bu şekeri teke indirmeliyim. Onunla başladım. Sonucunda baktım ki ben artık 2-3 şekerli bir içecek içemiyorum. Devamında hayatımda daha önce hiç diyet yapmayan ben diyet yapmaya karar verdim. Başlamadan önce bu durum beni çok gerdi. Bir gün öncesinde istediğim her şeyi yedim. Söylemeliyim ki içindeyken o kadar zor ve ürkütücü değildi. Bir diyetisyene gitmedim ama siz gidebiliyorsanız mutlaka gidin. Biliyorsunuz bir şeye alışma süresi 21 gün… Dedim ben 21 günlük bir program yapacağım. Bu süre içinde çikolata, gazlı içecek, unlu veya ambalajlı bir ürün tüketmedim. Sabahları bir gün yulaf lapası, bir gün normal kahvaltı tükettim. Küçük bir ara öğün ve akşamları yağsız besinler tükettim. Ve küçük bir defter alıp, yediğim her şeyi o deftere yazdım. Aptallık mı dersiniz unutkanlık mı? Bilmiyorum ama ben takvimi unuttum sonucunda bir buçuk ay yapmış oldum. Çok sağlıklı ve dinç hissettiğim anlardı. Anladım ki insan isteyince her şeyi yapabilir. Yapabiliriz.
Bir diğer güzelliklerden bir tanesi istediğim yıllık kitap okuma sayımı bir sayı ile geçtim. Çok kitap satın aldım, çok okudum. Gülseren Budayıcıoğlu olmak üzere birçok psikoloji kitabı okudum. Klasik okudum. Hayalimde ki kocaman kütüphaneye biraz daha yaklaştım.
Hayaller demişken uzun zamandır istediğim hayal panomu gerçekleştirdim. Hayal panosu ne diyenler için hayallerinizi simgeleyen bir fotoğraf çıkarıyorsunuz. Altına hayalinizi yazıyorsunuz. Panoya asıp, süslüyorsunuz. Gerçekten motive ediyor ve iyi hissettiriyor. Yeni yıldan da takı dolabı ve güzel bir iş hayalimin gerçekleşmesini diliyorum.
Bunun dışında öğrencilerle ilgili ufak bir değişiklik için change.org ta bir kampanya başlattım. Başarıya ulaşmadı ne yazık ki ama denemek başlangıçtır. Tüm isteklerinizi deneyin!
Daha neler oldu derseniz. Çok güzel insanlarla tanıştım. En önemlilerinden ‘‘Ahbap İyilik Hareketine’’ katıldım . Ahbapla ilgili sonradan konuşuruz zaten. Bir kuzenimi nişanladık, bir diğerini evlendirdik. Hep çok mutlu olsunlar. Onların adına çok mutlu olduğum anlardı. Yıl boyu Mies başta olmak üzere çok güzel çevrimiçi etkinliklere katıldım.
Çok kahve içtim, yazdım, okudum, güzel müzikler dinledim, haksızlığa ve şiddete karşı durmaya çalışmıştım. Merhametli, sevgi dolu, deli ama mantıklı ve mümkün olduğu kadar ben olmaya çalıştım.
Peki, ne öğrendim dersek. Kendimi keşfettiğim, daha iyi tanıdığım ve tanımladığım bir sene geçirdim. Sanırım ilk hayır demeyi öğrendim. Seni seviyorum ama ben bunu yapmak istemiyorum. Hayır! Zor biliyorum ama sizde yapabilirsiniz.
İkincisi kendimi gerektiği kadar sevmediğimi fark ettim. Kendimi çok seviyorum cümlelerim biraz hikaye imiş 🙂 İnsanlara kolay ve iyi olmak için ben kendi hayatımı zorlaştırıyormuş. Öğrendim ki ben kendime değer vermezsem, sevemezsem kimse bana bunu veremezmiş. Sevgi içimde iken ben niye başkasından sevgi arıyorum ki dedim. Bana değersiz hissettiren, benliğime saygı duymayan ve sevgi hissetmeyen her yer ve her insanla arama mesafe koydum. Biliyorum sevdiğiniz insanlarla çok zor ama asla imkansız değil!
Yalnızlıktan korktuğumu öğrendim. Hayatımın bu döneminde birini hayatımda istemediğime karar verdim. Ve yalnızlıktan korkuyorum diye almamam gerektiğini… Evlilikle ilgili önyargımı ve şartlarımı rafa kaldırmaya karar verdim. Olursa olur, olmazsa olmaz. Ben her şeyi başarabileceğimi ve kendi kendime yetebileceğimi öğrendim. Birçoğunuz gibi bende manikürümü ve pedikürümü kendim yapabileceğimi öğrendim. İyiymişim gerçekten 🙂
Çok konuştum. Çenem düştü yine. Biraz da 2021’de yapmak istediklerimden bahsetmek istiyorum.
- En önemlisi aile bireylerimi(özellikle yaşı büyük olanları) ve sevdiklerimi daha çok arayacağım.
- Daha çok okumak ve daha çok yazmak istiyorum.
- Online grafik ve tasarım eğitimimi başarı ile bitirmek istiyorum.
- Spora başlamak ve artık deprem çantamı hazırlamak istiyorum.
- Almancamı ilerletmek istiyorum.
- Yeni rotalar ve yeni güzellikler keşfetmek istiyorum.
- Adağımı artık yapmak istiyorum.
Sizde umarım tüm hayallerinizi ve istediklerinizi gerçekleştirirsiniz. Cümlelerimi iyi dileklerle noktalamak istiyorum. Öncelikle 2020’yi başarı ile atlatan herkesi tebrik ediyorum. Vefat herkese rahmet diliyorum.2020 bizi zorlamış olsa da umut ve inanç ile biz her zorluğu aşar, her şeyi yaparız. Yeni yılın herkese yeni tutkular, yeni mutluluklar ve güzel anılarla dolu covidsiz bir sene yaşatmasını diliyorum.
Sevgili 2020;
Ağlattın, çok ağlattın, az da olsa güldürdün, sevdirdin, keşfettirdin, farkındalık yarattın, öğrettin… Asla hak etmiyorsun ama teşekkür ederim.
Sevgili 2021;
Bol huzurlu, bol paralı, sağlıklı ve yeni bir işle tüm sevdiklerimle mükemmel bir sene olarak gel. Lütfen 2020’yi aratma! Hoş gel, acıtma!
0 Yorum