Her zaman her yerde duyabileceğiniz üzere, kardeşler arasındaki kıskançlıktan yola çıkılmış bir film olmuştur “Fat Girl” Kardeşlerden biri çok güzeldir ve herkesin dikkatini çekmektedir. Diğeri ise kendi halindedir.
”Kardeşler arasında bu kadar fark olması aile içi psikolojik şiddetin bir yansıması olabilir mi?” sorusunu sorduruyor film bize. Hatta filmi izledikten sonra bu küçücük kızı, ilgili filmde oynatmalarını doğru bulmuyorlar ve Kanada’ da bu film çocuk pornosu adı altına alınıyor ve yasaklanıyor.
Dolayısıyla psikolojik şiddet ve cesur sahneleri ile dikkat çekmiş ve birçok ödül almış bu film derinine inildiğinde bize neler anlatıyor?
İlk olarak şunlardan bahsetmek gerekmektedir. Kardeş kardeşe asla benzemez ve her bir birey diğerinden farklıdır, farklı özellikleri vardır. Kendi özelliklerini keşfetmeye çalışan bu iki kardeş, ergenliklerinin doruklarında cinselliği kulaktan dolma bilgiler ile öğrenmeye çalışmaktadır. İlk olarak eğitimsizlikten ve toplumun öğrettiği doğru ya da yanlış kavramlarla kendilerini var etmeye çalışan çocuklar görmekteyiz filmde. Bu da demek oluyor ki dünyanın neresine gidersek gidelim belki de cinselliği çocuklarımıza öğretmekten korkuyoruz…
İkinci olarak ise, tatil beldesine giden aile, çocuklarının yeni arkadaşlıklar edinmesine asla olumsuz bir şey söylemiyor hatta yeni insanlarla tanışmasını teşvik ediyor. Bu da akla şu soruyu getiriyor… Madem arkadaş olmalarına teşvik ediyorlar, neden çocuklarına cinselliği, insan ilişkilerini ve en önemlisi duygusal ikili ilişkileri anlatmıyorlar? Filmin devamında şöyle şeyler olmaktadır:
- Kendi fiziği ablası kadar iyi olmayan “şişman” çocuk ablasına benzemeye çalışmaktadır. Psikolojik olarak kendini hiç iyi hissedememektedir. Ablası istediği gibi arkadaş edinirken, kendisi evden dışarı çıkmayarak kendisine ceza vermektedir.
- Ablası tatil beldesinde yeni bir arkadaş edinir ve ona aşık olur. Cinselliği yaşamanın vakti geldi diye düşünüp, sadece etrafında olan arkadaşları ondan farklı olmasın ve tecrübesiz kalmasın diye aşık olup olmadığına emin olmadığı bir erkekle beraber olur.
- Filmdeki en önemli nokta şudur ki; abla her yerde her zaman cinsellik yaşarken kardeşi asla yaşayamaz hatta ablası kardeşinin yanında bile erkek arkadaşıyla ilişkiye girmektedir, bu da tabii ki kardeşinin daha da içine kapanmasını sağlar.
Büyük bir aile trajedisi yaşatmış oluyor film bize hatta filmin sonunda ipucu vermeden şunları söylemeliyim ki, küçük kardeşin ne kadar olaylardan etkilendiğini anlıyorsunuz. Filmin sonuna kadar belki sadece cesur sahnelerden sıkılmış ya da fazla bulacak olabilirsiniz fakat filmin sonu gerçekten vicdanınızı etkileyecek türden.
“Tavsiye eder miyim?” kısmına gelirsek eğer…
Dram-psikoloji ve insan ilişkilerini izlemek hoşuma gider ve cesur sahnelerden de rahatsız olmam diyorsanız, kendinizi küçük kardeşin yerine koymadan izleyebileceğinize inanıyorsanız izleyin derim. Son olarak şunları söylemeliyim ki, her ne olursa olsun çocuklara iyiyi ve kötüyü öğretmeli ve çocuklarımızın ona göre kendilerine uygun yolu çizmesine izin vermeliyiz, en önemli durum ise, ne olursa olsun cinselliği ya da "konuşulmaması gereken" konuları, çocuklarımızla paylaşmalıyız. Dolayısıyla da başkalarından duyup, kulaktan duyma bilgilerle hareket edip, hayatını şekillendireceğine, ailenin içinde öğrenilmesi ve bunun "konuşulmayacak" değil tam aksine "konuşulacak bir konu" olmasına dikkat etmeliyiz.
İyi seyirler…
0 Yorum