Son dönemlerde önümüze çıkan #erkekleryerinibilsin Hashtag ile twitter gündemine oturan olayın aslında nedir ? Neden böyle bir farkındalık oluşturma gereği duyduk kadınlar olarak gelin birlikte bakalım isterseniz. Ben bir çok kadın adına bu konu hakkında yazma gereği duydum. Böyle bir gündem yaratılmasının asıl amacı hiç bir erkeği ezmek, aşağılamak, kendilerini kötü hissettirmek değil tam tersine yıllarca kadınlara veya kızlara söylenen cümlelerin aynıları onlara söylendiği zaman hissedecekleri duyguları merak ettiğimiz içindi. Çünkü kadınlar olarak duymak istemesekte bu tarz cümleleri yıllarca duyduk. Hoşumuza gitmeyen tavırlarla karşılaştık; saçımızın uzunluğundan, şortumuzun, eteğimizin uzunluğuna kadar laf yedik. onların uzunluğuna bakılarak namusumuz ölçüldü. Sürdüğümüz rujun ya da ojenin renginden kadınlığımız hatta ağırlığımız, hafifliğimiz bile ölçüldü. Bizde bunları duymayı haketmedik ama yıllarca duyduk. Şimdi kadınlarımızın böyle bir çalışma yapmasını gerçekten destekliyorum. Yapılan çalışma çok farklı yerlere çekilmiş buna üzüldüğümü belirtmeden geçemeyeceğim. Hemen erkekler tarafından kadınlar yerini bilsin diye bir hashtags açılmış. İnanın amacım cinsiyet ayrımcılığı yapmak değil. Ben insan olan herkesi severim ama buna gerek yoktu çünkü siz o hashtags açmasanız bile o lafları biz direkt yüzümüze söylendiğine şahit olduk. Yolda yalnız yürüdük ya tacize ya da tecavüze uğradık. Bir erkeği reddettik öldürüldük, dövüldük, hatta güzelliğimizden ödün verdik çünkü yeri geldi yüzümüze kezzap döküldü. Eşit şartlarda yaşamıyoruz, yaşayamıyoruz.
Hiç bir insan evladı yaptığı, giydiği, taktığı şeylerle yargılanmayı haketmez. O kadar önyargılı bir toplum olmuşuz ki eşyalara verdiğimiz değeri insanlarımıza vermiyoruz. Değer vermediğimiz gibi insanları da üstündeki eşyalarla değerlendirmeye başladık. İşte olayın yani sorunun odak noktası da burası. İnsana yaradan ötürü değer vermedik, sevmedik. Üstündekilerle gittiği mekanlarla değerlendirip öyle sevdik. Zenginin yanında olduk ama karnı yatan aç insanlarımızı unuttuk. İnsanlarımıza halini hatrını sormayı unuttuk. Güzelse yüzüne güldük değilse arkamızı döndük. Sahi biz ne zaman böyle bir topluluk olduk ? Ne zaman cinsiyet üzerinden ayrım yapmaya başladık ? Bizler konuş ey Ayşe ferahlayalım diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Öyleyiz de ne ara öf be çok konuştun sus artık kadın diyen ümmete dönüştük ? Farkında olmadan cahiliye dönemine mi dönüş yaptık yoksa? Yaradandan ötürü sevmeyi unuttukta saygı duymayı da mı unuttuk? Ne oldu bize, nasıl bir topluluğa dönüştük? Acilen kendimize gelmemiz konular var. Gerçekten böyle hiç bir yere varamayız daha da geriye gideriz. Biz insanız mehter marşının yürüyüşü değiliz iki ileri bir geriyle olmaz bu işler. Derhal toplanıp daha da ileriye gitmemiz gerekiyor. Hayat oturduğunuz yerden bir ailenin zorluklarla yetiştirdiği kızına, çocuğuna klavye başından hakaret etmekle devam etmiyor. İsteyen istediğini yapacak ve sizler de saygılı olmayı öğreneceksiniz. İnsanlar kilolu olabilir, zayıf olabilir, güzel olabilir, boyu uzun ya da kısa olabilir, dövmesi olabilir, piercing takabilir, saçı farklı renge boyalı olabilir, başörtüsü takabilir, başı açık olabilir, kısa yahut uzun şeyler giyebilir ve sizlerde oturduğunuz yerden o insanların hatta çoğunlukla kadınların fotoğraflarını, videolarını görebilirsiniz evet izleyebilirsiniz ama hakaret edemezsiniz. Buna hakkınız yok. Sizin öylesine söylediğiniz bir söz başka birinin en derin yarasıdır belki de buna ne hakkınız var ne de hükmünüz. Kendinizin kim olmadığına bakmadan oturduğunuz yerden insanların değerini ölçemezsiniz. Birbirimizi aşağılamaya hakkımız da gücümüz de olmamalı. Hepimiz eşit şartlarda yaşamıyoruz maalesef ki evren herkese eşit şartlar sunmuyor. Buna rağmen hayat mücadelesi vermeye devam ediyorlar. Onlara destek olacağımız yerde köstek olup hayatlarını karartma hakkını nedense kendimizde buluyoruz. Kalkıp biz kimiz? neyiz diye sormuyoruz. Başkalarının hayatlarına müdahale etmeye çalışıyoruz.
Twitter'a da gündem olan bu farkındalık çalışmasının amacı anlattıklarımın bir ayaklanış, bir sesleniş biçimiydi. Bırakın fırsat verelim kadınlarımıza içlerini döksünler. Artık onlar konuşsun sizlerde onların dertlerini dinleyin. Dövmeyin. sövmeyin, canlarını elinden almayın. buna bir son verelim allahın verdiği canı sizin almaya hakkınız yok. Unutmayın hepimiz bir kadının karnından dünyaya gözlerimizi açıyoruz ve onları bu dünyaya sığdıramıyoruz çok yazık.. Cümleler bitiyor, söylenecek söz kalmıyor. Lütfen kadınlarımızın sesini duyalım, duyuralım. Hep birlik olalım daha fazla kadınımızın hayatı sönmesin. Bizler bir olmayı öğrenene kadar gücüm yetene kadar bu konuyu eleştireceğim ve savunmaya devam edeceğim. Bıkmadan söyleyeceğim tek şey belki de eğer inanıyorsanız iman gücünüz varsa Allahın verdiği canı yalnızca o alır sizler değil.
Sizler için kadınların hep duyduğu o cümlelerin erkeklere söylenmiş hallerini aşağıya bırakacağım. Belki okuduğunuzda daha net anlarsınız.
Bunlar sadece farkındalık yaratmak için yazılmış sözlerdir. Hiç bir kadın bir erkeğe böyle sözler sarfetmemiştir. Bir erkek olarak oturup düşünün sizinde bu sözleri bize söylemeye hakkınız yok.
Eline ağzına düşüncelerine sağlık canım ses olmuşsun kadınlara
Yorumun için teşekkür ederim canım. Her zaman sesi çıkmayanın sesi olmaya devam edeceğim