Donald Trump’ın Yalanları ve Hakkında Bilinmeyenler
“Hayatımı çalışarak geçirdim, şimdi ise bunu ülkem için yapmak istiyorum!” Donald Trump
Sabahattin Ali’nin Edebiyatımıza Armağanı: Kürk Mantolu Madonna adlı yazım için tıklayın…
Diğer Siyaset içeriklerine ulaşmak için tıklayın…
Washington Post, temmuz ayı içerisinde yaptığı bir haberde Başkan Trump’ın 20.000’den fazla yanlış veya yanıltıcı beyanda bulunduğunu iddia etmişti. Trump ayrıca, bir gazetecenin geçtiğimiz günlerde kendisine sorduğu “Sayın Başkan, başkanlıktaki üç buçuk yıldan sonra şimdiye kadar Amerikalılara söylediğiniz tüm yalanlardan pişman mısınız?” şeklindeki soruyu da cevapsız bırakmıştı. Trump’ın hayatını incelediğimizde başkanlık öncesindeki hayatında da sıkça yalanı iyi bir silah olarak kullandığını görmekteyiz. Hatta bu yalanlardan bazılarını Amerikan vatandaşları özelinde bütün bir dünyaya da inandırmış bulunmakta. Peki Donald Trump geçmişten bugüne kadar insanlara hangi yalanları söyledi? “Trump” gibi marka bir ismin arkasında yatan bazı gerçekler nelerdi?
1) Günde Ortalama 23 Yanlış Bilgi
Yine Washington Post’un haberine göre Trump günlük ortalama 23 yanlış bilgi vermekte. Şimdiye kadar söylediği en büyük iki yalanından birincisi 360 kere dile getirdiği ABD ekonomisinin tarihinin en iyi döneminde olduğu yalanıdır. Bunun doğrusu ise Trump’ın selefi Obama’nın başkanlığı sırasında 2014 yılının ikinci çeyreğinde elde ettiği yüzde 5.5’lik büyümenin uzağında olduğudur. Eğer daha da geçmişe gidilirse 50’lerde ve 60’larda GSYİH büyümesinin çok da iyi olduğunu görürüz. Bu haberde geçen Donald Trump’ın en çok kullandığı ikinci yalanı ise “Sınırlara duvar öreceğiz!”. Bu yalanı da neredeyse başkan adayı olduğu günden beri söylemekte.
2) 1 Milyon Dolar Borç Yalanı
Trump birçok yerde babasından küçük bir miktar borç olarak -küçük dediği miktar da 1 milyon dolar- iş hayatına atıldığını söylemiştir. Sadece bununla da kalmayıp kendisini topluma her zaman kendi kendini yetiştirmiş bir girişimci olarak tanıtmıştır. Öncelikle 1 milyon dolar borç hikayesi yalandır. 1999 yılında vefat eden babasının ardından kendisine 1 milyon dolar değil milyonlarca dolarlık bir servet miras kalmıştır. Ayrıca Fred Trump’ın yaşarken de kumarhanesi batmakta olan oğluna 3 milyon dolarlık bir yardımda bulunduğu bilinmektedir. Bunlar sadece bizim bildiğimiz kadarı tabii…
Bahsetmiş olduğu kendi kendini yetiştirme mevzusu da yalanlarından biridir. Zira böyle bir şey söz konusu olacak ise Donald için değil babası Fred için bunu dile getirebiliriz. Fred Trump’ın zenginliği orta sınıf kimseler için yapıp sattığı evlerden gelmektedir. Ayrıca oğlu Donald Trump’a mülklerin üzerine isim yazmanın akıllıca bir şey olduğunu da yine o öğretmiştir.
3) Batamayacak Kadar Büyük Bir Marka
1990’ların başında Trump Organization’un 3 milyar doların üzerinde borcu vardı. Bu borç yükü yüzünden Donald, birçok mülkünü kaybetmişti. Fakat aynı zamanda bu borç onu bankalar için gerekli hale getirmekteydi. Trump’ın batmasını istemeyen kaynaklar ona aylık 450.000 dolarlık bir maaş bağladı.
4) Dünyanın En İyi Müteahhiti O Mu?
“Dünyanın en iyi müteahhiti kimdir?” diye bir soru soracak olursak birçok kimse bu soruya “Donald Trump!” şeklinde cevap verecektir. İşte bu da Trump’ın insanlığa inandırdığı yalanlardan biri. Zira bırakın dünyanın en büyük müteahhiti olmayı New York’un bile en başarılısı olduğu söylenemez. Birçok aile ve iş adamlarına kıyasla çok az projeye imza atmıştır. Ayrıca üstünde “Trump” yazan her bina da ona ait değil. Örneğin Columbus Meydanı’ndaki Trump International’ın asıl sahibi General Electric’tir. Yine burada önemli bir önek olarak Trump Tower verilebilir. Bu binanın çoğu binanın daire sahiplerine ait iken binanın arazisi bile Trump’a değil bir başkasına aittir. Toplamda ise New York’ta 17 binanın üzerinde Donald Trump’ın adı yazmakta fakat bunların sadece 5’nin tamamı kendisine ait.
5) Trump “Dolandırıcılık” Üniversitesi
Donald Trump 2005 yılında “Dünyanın en başarılı iş adamlarını yetiştirmek üzere” Trump Üniversitesi’ni kurmuştu. Bu üniversite eğim ücreti olarak 50 milyon dolar toplamıştı. Fakat yıllık neredeyse 35 bin dolar ödeyen öğrenciler, burada hiçbir şey öğrenmediklerini görünce Trump’a dava açtılar. Bunun üzerine kamu denetim birimleri Trump Üniversitesi’nde eğitim düzeyini “D” olarak belirleyince, üniversite unvanının kullanımı yasaklandı.
Ayrıca yine bir Trump yalanı olan “Davalarda anlaşmaya gitmem!” sözü de bu olayla birlikte çiğnenmiş olundu. Bu davada anlaşmanın bedeli 25 milyon dolardı. Fakat bu Trump için iyi bir anlaşmaydı; zira bu anlaşmayla birlikte 200 milyon dolar cezadan da kurtulmuş oldu.
6) Üniversite Sınavına Onun Yerine Başkası Girdi!
ABD Başkanı Donald Trump’ın yeğeni Mary Trump, “Çok Fazla, Asla Yeterli Değil: Ailem Nasıl Dünyanın En Tehlikeli Adamını Yarattı!” adlı kitabında Donald Trump’ın üniversite sınavına para karşılığı başkasını soktuğunu iddia etmişti. Bu bilginin kaynağına yer vermeyen Mary, Washington Post’a verdiği bir röportajda bu bilgiyi halasından yani Donald Trump’ın ablasından öğrendiğini söylemişti. Halası ile yaptığı konuşmaları gizlice kaydeden Mary Trump, toplam 15 saatlik kayıtları gazetecilerle paylaştı. Yine bu röportaj içerisinde abla Trump’ın Donald’ı zalim, sahte ve tabanına hoş görünme gayretinde olan biri diye nitelendirmesi de dikkat çekiciydi.
7) Trump ve Rusya İlişkisi
Trump’ın daha adaylığını açıkladığı günden itibaren ABD’de yapılacak başkanlık seçimlerinde Rusya’nın da önemli bir rolü olacağı ortaya atılmıştı. Gün geçtikçe bu iddialar “Rus istihbaratı Trump’a şantaj yapıyor!” şeklini almıştı. Bu konuda hala ortada bir bilgi kirliliği olduğu aşikar. Fakat net olarak bilinen şey şu: ”Trump Tower Moscow” sadece Trump’ın hayata geçiremediği bir projesi değildir!
Trump, 25 farklı ülkede 140’ın üzerinde şirketle ilişkisi olan bir iş adamı. İş hayatı boyunca Tevfik Arif, Felix Sater gibi yasadışı işlere bulaşmış kimselere de yakınlık göstermekten geri durmadı. Bunlara bir örnek daha verecek olursak Azerbaycan’da hayata geçirdiği “Trump Tower Bakü” için Azerbaycan hükümeti adına görüşmeleri ve yürütmeyi gerçekleştiren Ziya Memedov’dur. Zira, Memedov için ABD yetkilileri İran Devrim Muhafızları için kara para akladığına kanaat getirmiştirlerdir.
Trump ve Rusya meselesine geri dönersek… Bu konunun da asıl odağının Trump’ın hayata geçmeyen projesi “Trump Tower Moscow” olduğu düşünülmektedir. Trump’ın seçim propagandasını yürüttüğü 2015-2016 yıllarında bu proje için Kremlin’de destek istemişti. Eğer proje tamamlansaydı, Trump’ın şirketi Rus kaynaklardan ruhsat ücretleri ve diğer gelirlerle yüz milyonlarca dolar alacaktı. Bu süreçte ABD istihbaratı da Rusya’nın Trump’ın adaylık propagandasını güçlendirme gayretinde olduğunu belirtmekteydi. Trump tüm bu iddiaları yalanlamış olsa da yukarıda ismini geçirdiğim Trump’ın bir zamanlar yakın ilişkide olduğu Felix Sater’in Trump’ın eski avukatı Michael Cohen’e yazdığı e-postada “Nasıl bir hamle yapacağımı biliyorum, bu işi başaracağız. Dostum, adamımız ABD Başkanı olabilir ve biz de bu süreci idare edebiliriz. Putin’in tüm ekibinin bunu kabul etmesini sağlayacağım” dediği de kayıtlara geçmiştir. Bu konuda zaten Cohen de Trump’ı yalancılıkla suçlamakta ve Trump’ın görüşmelerden haberdar olması bir yana onun bu görüşmelerini yönlendirdiğini ve kazanacağı milyonlarca dolar için de aceleci davrandığını dile getirmektedir.
8) Eski Bir Reyting Rekortmeni
Çırak… Orijinal adıyla “The Apprentice”… Yayınlandığı dönemde “Friends” gibi küt bir diziyle reyting yarışına girebilecek kadar başarılı olmuş bu program aynı zamanda Donald’ın da kariyerinin en önemli parçalarından biri. Bu program bazen iş adamlarının yer aldığı bir reality yarışma programının ötesine geçip Trump’ın kendi mülklerini pazarladığı bir reklam unsuru haline de gelmekteydi. Öyle ya da böyle bu program Trump’ın pazarlık, girişimcilik yani kısaca iş hayatı meselelerinde Amerikalıların nezdinde yeni bir konuma yerleşmesini sağladı.
Trump’ın hayatıyla ilgili daha birçok yalanı ve bu gizemli yaşamın altında yatan birçok gerçeği konuşmak mümkün. Fakat benim bahsedeceklerim şimdilik bu kadar. Hayatını para kazanmaya, rol yapmaya ve şöhret sahibi olmaya adamış bu adam yeğeninin de dediği gibi dünyanın en tehlikeli adamlarından biri. Ruslarla, Yahudilerle ve birçok yasadışı birey ve kuruluşla ilişkisi düşünüldüğünde bahsettiğim birçok şeyin aslında masum bile kalabileceğini düşünüyor insan… Yaklaşan seçim sürecinden sonra ne olacak hep birlikte göreceğiz. Bu ruh sağlığı bozuk adam “ABD Başkanı” olarak görev yapmaya devam edecek mi yoksa devri kapanacak mı? İşte bu sorunun cevabını merakla beklemekteyiz…
[zombify_post]
0 Yorum