DOĞADAN İLHAM ALMA SANATI: BİYOMİMİKRİ
“Doğa ve kitaplar onları görebilen gözlere aittir.” Ralp Waldo Emerson
Diğer ’Teknoloji’ içeriklerine ulaşmak için tıklayın…
Ayçiçeklerinin Güneş’i takip ettiğini muhtemelen daha önce duymuşsunuzdur. Peki bu bitkinin yeni nesil güneş panelleri için ilham kaynağı olduğunu biliyor muydunuz? Sadece bu da değil; Japon mühendisler hızlı tren üretimindeki sorunu çözebilmek için kendilerine ilham kaynağı olarak “Yalıçapkını” adında bir kuşu seçmişlerdi. Bu örneklerin sayısını çoğaltmamız mümkün. Peki bilim literatürüne “Biyomimikri” olarak geçen, insanoğlunun doğayı taklit etmesine dayanan bu prensip nedir?
Biyomimikri ya da Türkçe anlamıyla “Biyotaklit” insanoğlunun doğadan ilham alarak ya da doğayı taklit ederek kendi problem ve ihtiyaçları için çözüm üretmesidir. Diğer bir deyişle Biyomimikri, problem veya ihtiyaçla karşılaşıldığı zaman “Doğa bu nasıl yaptı?” sorusunu kendi içinde sorabilmektir.
Kelime kökeni olarak Biyomimikri, Yunanca’da yaşam anlamına gelen “Bios” ve taklit anlamına gelen “Mimesis” kelimelerinden oluşmaktadır. Terim olarak ise 1969 yılında mucit ve biyofizikçi Otto H.Schmitt tarafından ortaya atılmış olsa da bilim insanı ve yazar Janine Benyus’un 1997 yılında yine bu konu hakkında bir kitap çıkarması ile popülarite kazanmıştır.
Biyomimikrinin ilk önemli örneklerini 1400’lü yıllarda Leonardo da Vinci ortaya koymuştur. Uçan bir makine icat etmek isteyen Leonardo’nun çalışmalarında kuşların kanatlarını ve çırpınışlarını gözlemlediği görülmüştür. Nitekim ilk defa motorlu uçak uçurmayı başaran Wright Kardeşler de ilhamlarını güvercinlerden almışlardır.
Doğanın bilime yansımalarından birkaçını incelemek istersek:
YALIÇAPKINI KUŞU VE SHINKANSEN HIZLI TRENİ
Japonlar dünyanın en hızlı trenlerinden birini (Shinkansen) üretmeye hazırlanmaktaydılar. Fakat ortada bir sorun vardı. Tren ne zaman bir tünele girse bir basınç dalgası oluşturmaktaydı. Bu da tünelden çıkarken ses patlamasına neden oluyordu.
Trenin baş mühendisi olan Eiji Nakatsu aynı zamanda bir kuş gözlemcisiydi. Hızlı trenin bu sorunu çözebilmesi adına yalıçapkını kuşunu incelemeye başladı. Çünkü bu kuş avlanmak için farklı yoğunluktaki iki ortamda geçiş yaparken yani havadan suya girerken çok az su sıçratmaktaydı. Eiji Nakatsu ve ekibi trenin ön kısmına yalıçapkını kuşunun gagasına benzer bir şekilde dizayn ettiler. Bu şekilde sorunu çözmekle kalmayıp aynı zamanda yüzde 15 daha az elektrik ve yüzde 10 daha fazla bir hıza ulaşmış oldular.
GÜNEŞ PANELLERİ VE AYÇİÇEKLER
Ayçiçek ya da diğer adıyla günebakan… “Günebakan” ismini alma nedeni olan, bitkinin gün boyunca Güneş’e yönelmesi mühendislere ilham kaynağı oldu ve onlar da bu bitkiye benzer bir şekilde Güneş’i takip eden güneş panelleri geliştirdiler. Bu paneller gün boyunca en doğru açıyla güneşe maruz kaldıkları için güneşten olabilecek en etkili şekilde yararlanmayı sağlamış oluyorlar.
VELCRO BANDI (CIRT BAND) VE DULAVRAT OTU (PITRAK)
İsviçreli mühendis George de Mestral ,bir gezi dönüşünde pantolununa yapışan pıtrakları temizledikten sonra bunların kıyafetine nasıl yapıştığını merak edip üzerine çalışmaya başladı. Bitkinin yapısı onu öyle etkilediki bu bitkiden esinlenerek endüstriyel bir ürün ortaya çıkarmaya koyuldu.
Bu sayede Mestral, halk arasında “Cırt Cırt Bantlar” ya da “Cırt Bantlar” olarak geçen Velcro Bandı’nı üretmiş oldu.
Siz de…
Siz de bir problem ya da ihtiyaç üzerine fikir üretme gayesindeyseniz ve bir ilham kaynağı arıyorsanız doğa size ilham olmak için asırlardır tüm mucizeleriyle sizi bekliyor. Üstelik oturduğunuz yerden bile doğanın kendi ihtiyaçlarına nasıl çözüm ürettiğini öğrenmeniz mümkün.
asknature.org sizlere doğadaki birçok canlının pek bilinmeyen özelliklerinii ortaya koymakla kalmıyor aynı zamanda canlıların karşılaştıkları sorunlara nasıl çözümler ürettiklerini okurları için güzel bir anlatımla ortaya koyuyor.
İsterseniz bu siteden isterseniz de doğrudan doğayı, canlıları gözlemleyerek, onları araştırarak sizler de inovatif fikirler ortaya çıkartabilirsiniz. Unutmayın ki, yaşadığımız gezende bizim karşılaştığımız sorunlarla önceden karşılaşmış dostlarımız muhakkak ki varlar; ve de onlar insanoğlunun aksine doğaya zarar vermek, diğer canlıları yok etmek yerine yaratılışlarındaki mucizeyi bize sunmaktadırlar. Bizim yapmamız gereken ise doğanın bize sunduğu imkanları yine doğaya ve canlılara fayda sağlayacak şekilde değerlendirmek olacaktır.
0 Yorum