Chuck Palahniuk’un Gösteri Peygamberi

15 dakika


Yalnızlık, yabancılaşma, şiddet, pornografi, tüketim ve şöhret açlığı… Televizyon kanallarından boca edilen sayısız yalanla kirlenmiş, hiçbir şeyin dolduramadığı bir boşluk.

Bu yazımızda Chuck Palahniuk'un Gösteri Peygamberi adlı kitabını inceleyeceğiz.

Hepinizin Fight Club eserinden tanıdığı Chuck Palahniuk aslında üniversite hayatı boyunca yazar olmayı aklından geçirmez. Hayatını otomobil tamirciliği ile sağlar. 1996 da ise arkadaşları ile bir edebiyat grubu kurar ve burada Kargaşa Projesi isminde kısa bir hikaye yazar. Bu yazı kısa sürede Fight Club kitabına dönüşür ancak yayınlanması o kadar kolay olmaz. Chuck her reddedilişinde daha karanlık yazmaya başlar. Kitap nihayetinde yayınlanır ve 1999 da sinema uyarlaması ile büyük ses getirir ve Chuck tüm dünyada tanınan birisi haline gelir . Bu aşamadan sonra benim de en sevdiğim çalışmaları olan Gösteri Peygamberi ve Tıkanma gibi romanları yayınlar.

Kahramanımız Tender Branson , Creedish mezhebinin dış dünyadan soyutlanmış cennetinde(!) doğup, büyümüş ve dış dünyaya gönderilmiş misyonerlerden birisidir. Mezhebine göre görevi çalışmak ve gerekli görüldüğünde ölmesidir. 

Tender, evden ayrılmadan önce abisi ona dış dünyayı anlatır.

Bir ailenin yanında çalışmaya başlayan Tender'ın her şeyi bilmesi gerekiyordur. Çünkü emrinde çalıştığı insanların ihtiyaçları vardır ve onun görevi de bunları sağlamaktır.

Tender aynı zamanda hayatına son vermeyi düşünen insanlar icin gazeteye ilanlar verir. Arayanlardan birisi de hayatını değiştirecek olan Fertility Hollis'in kardeşidir. Tender kardeşinin ölümüne yardım etmiştir ve şimdi telefonun ucunda o vardır.

Romanın ilerleyen bölümlerinde Creedish kilisesi mensuplarına intihar etmeleri emrini verir, yani görevleri içerisinde olan ölme vakti gelmiştir. Tender (bu aslında rütbesi, adı Brunson) bu emre yaklaşmaz ve olayın medyada yer bulması ile birlikte devlet ona bir danışman verir ve onunla konuşmaya ve incelemeye başlar. Elbette intihardan kaçanlar için onların yapamadığını yapma görevi üstlenen kişiler vardır. Bir koruma programı bile olsa ülkenin her köşesinden kadın ve erkekler, hizmetçiler, bahçıvanlar ve işçiler kendilerini teslim ederler. Tender hariç. Ve sonunda kendini teslim etmeyen tek kişi kalasıya kadar.

Bu durumla beraber Tender medyanın ilgi odağı olur ve şöhret ile tanışmaya başlar, romanın bu bölümüne kadar dış dünyayı iğneleyen Chuck, bu aşamadan sonra medya kültürünü çok zekice kurgulanmış bir örgü ile aşağılamaya başlar.

Tender'ın kaderi beklenmedik bir biçimde değişir ve onu şöhretin doruklarına taşırken, aynı zamanda medya ve popüler kültürünü iç yüzü ile tanıştırır. Yarı tanrıya dönüşme yolunda yaşadıkları onun icin kıyametin çarpıcı bir ön gösterimine dönüşür.Tender ise mezhepte kendisine hiç verilmemiş olan hayatı, dış dünyanın pisliğine sonuna kadar gömülerek yok etmeyi deneyecektir.

Menajerinin ünlü olması icin kilo vermesi gerektiğini söylemesi ve bunun icin Tender'ı sonsuz kat bulunan merdivenlere çıkarırken, yazarın her aşamada mükemmel söylemleri gerçekten takdire şayan.

Hemen hemen modern dünya içindeki her konuya özellikle şöhret olmanın dışarıdan görünen yüzü değil karanlık yüzünü irdeleyen yazar sağlık ve ilaç kullanımı hakkında da müthiş bilgi ve örneklerle iğneleme yapıyor. Hatta öyle ki eleştirdiği her konu başlığında eleştiriyi alırken aynı zamanda konu ile ilgili teknik bilgiler de alıyorsunuz.

Tabi kavramının radikal bir mezhep üyesi olmasıyla tahmin edebileceğimiz, din konusunu da eleştiren yazar, özellikle insanların din ihtiyacını kullanarak kendilerine ticari çıkar sağlayan insanları da alaycı ve trajik bir şekilde yeriyor.

Ancak yukarıda bahsettiğimiz bir başka karakter olan Fertility Hollis'e göre, kendisine bir kader çizmeye çalışması anlamsızdır. Olacaklar zaten bellidir ve intihar etmekle şehit olmak arasındaki tek fark gazetede manşet olmaktır.

Romanda hemen hemen her bölümde, tüketim toplumunun hastalıklı yaşam biçimi tum çıplaklığıyla sert bir şekilde eleştirilmiştir. Medyanın hayatımıza etkisi çarpıcı bir şekilde anlatılırken, kişinin içsel yalnızlığı, topluma yabancılaşması, şiddet nefes kesici bir olay örgüsü ile okuyucuya aktarılıyor. Öyle ki yukarıda kahramanın şöhret olmaya başlaması ile başlayan olaylar, gerçekten kitabın bitimine kadar her bir sayfada kalp atışlarımızı hızlandırırken, bazı bölümlerde okuduklarımız kitabı kenara koyarak kendi hayatımız hakkında düşünmeye itiyor. 

Bana göre yeraltı edebiyatının en büyüklerinden olan Chuck Palahniuk'un Gösteri Peygamberi kitabını herkes okumalı ve aslında bize empoze edilen popüler kültürün tehlikelerini ve medyanın insanlar üzerindeki kültür inşası gücünü fark etmeli.

"Deneme, deneme, bir, iki, üç. Ve işte itiraf ediyorum. Son duam bu. Hikayem. Büyüm. Duy ve gör beni. Sevgili Manyak. Beceriksiz Mesih. Müstakbel âşık. Tanrıya teslim oldu."

İşte bu Tender Branson'ın yaşam ve ölüm hikayesi. Ve ben arkamı dönüp gidebilirim.


Beğendin mi? Arkadaşlarınla paylaş!

Mehmet Ali İNCE<span class="bp-unverified-badge"></span>

Bir Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Choose A Format
Personality quiz
Series of questions that intends to reveal something about personality
Trivia quiz
Series of questions with right ve wrong answers that intends to check knowledge
Story
Formatted Text with Embeds ve Visuals
Video
Youtube ve Vimeo Embeds
Audio
Soundcloud or Mixcloud Embeds
Image
Photo or GIF