Şimdi gözlerinizi kapatın ve sobasız kaldığınız şubat gecelerini düşünün. Babanız, ince kabanındaki karlara temizliyor ve kapıdan içeri girerken, al al olmuş yanakları ile gülümserken size tatlı getirdim diyor.
Modern zamanların kölesi olanlar bu hatırayı iç çekerek hatırlıyor ve ağızlarında o tulumbanın tadını hissederken içine çektiği nefesi geri veriyor.
Sanırım blues müziğinin bendeki tezahürü bu olabilir. Tulumba tatlısı…
Acının, hüznün tatlı metaforları… Blues tam olarak budur…
Çıkış yeri olan Batı Afrika’da ise, cenaze ve yas törenlerinde “acının ifadesi” olarak tanımlanırdı. Köklü bir tür olan blues müziğin, bilinen tarihi 400 yıl öncesine kadar dayanır. 17. Yüzyılda ise Afrika’dan getirilen kölelerin, tarlada çalışırken hüzünlü tonlarda söyledikleri blues, Amerika’da yayılmaya başlamıştı.
19. Yüzyılın sonlarına doğru ise Delta Blues olarak bilinen ilk alt türü ortaya çıktı. Sonrasında dallanıp budaklanan ve günümüze kadar birçok farklı varyasyonu olan blues, gerçek müzik severler için hüznü ve mutluluğu, ritmik notalarla yaşanmasına sebebiyet veren eşsiz bir tür olarak yerini aldı.
Her ne kadar ülkemizde, Blues dinleyenler sayısı, düzenli olarak dişlerini fırçalayan kişilerin sayısı ile üç aşağı beş yukarı aynı olsa da, Dünya’da hatırı sayılır bir dinleyici kitlesine sahip.
Bu türde birçok hatırı sayılır kişinin fikrine göre, blues müziğin alt yapısını oluşturan ve günümüze kadar bu denli fonksiyonel gelişmesine katkıda bulunan ve blues’un babası olarak adlandırılan isim Robert Johnson, namı diğer Şeytanın gitarcısından bu zamana kadar birçok kaliteli sanatçının elinde efsunlu şekilde gelişen blues müziğinden, naçizane olarak hoşlandığım beş farklı şarkıyı siz değerli okuyucuların beğenisine sunmak istiyorum.
Muddy Waters – Mannish Boy
https://www.youtube.com/watch?v=bSfqNEvykv0
50 seneyi aşmış bir başyapıt. Avangart bir blues şarkısı.
Joe Bonamassa – Stop!
https://www.youtube.com/watch?v=8zb4HckKSos
Gitarın pik yaptığı eşsiz parçalardan biri.
Ty Curtis Band – Crying The Blues
https://www.youtube.com/watch?v=KfZCz0LbBSE
Pek bilinmeyen sanatçıların, bilinmesi gereken eserlerinden, muazzam bir örnek.
Mike Griffin – The Blues Ain’t Never Gonna Die
https://www.youtube.com/watch?v=6QiVSub-U8E&list=PL7p3HyEVhiqZA_5SF8vusZecdL0vgyhd1&index=84&t=0s
11 dakika boyunca havalarda uçarken, dişi ağrıyanlara selam vermeyi unutmayın!
Jimi Hendrix – Ezy Ryder
https://www.youtube.com/watch?v=n9g6ngaWNAE
Hendrix olmadan olur mu? Liste 27’sini görmeden gümler sonra… Bu müzik dehasına bir kez daha saygılar…
Bir Yorum