Günümüzde herkesin dolabında, dar paça, geniş paça, mom jean, boyfriend jean, açık renk, koyu renk, kot ceket, zımbalı, taşlı, eskitmeli, klasik vb. biçimlerde pantolonlardan en az biri mevcuttur. Model, tarz, marka bunlar değişiklik göstermesine rağmen temel olarak kot pantolon hayatın her alanında kullanılabilen, rahat ve dayanıklı bir parçadır.
Kot ürünlerin hayatımıza nasıl girdiği ise ilginç bir konudur, kot ürün gruplarının mazisi 19. yüzyıl sonlarına 1873′ e dayanır.
Levi Strauss aslen Bavyera / Almanya doğumludur. Babası Hirsch Strauss ve annesi Rebecca (Haas) Strauss’dur. Ailesi ona Löb adını verdi, fakat Ellis Adasına gittiklerinde kimse onun ismini anlamadı. Bunun üzerine Birleşik Devletler’de ismini Levi olarak değiştidi.
19 yaşına geldiğinde Strauss Birleşik Devletler’e, kardeşlerinin yanına göç etti. Kardeşleri Jonas, Daniel ve Louis New York’ta manifaturacılık yapan iş sahibi insanlardı. Strauss ile beraber annesi ve iki kız kardeşi de ABD’ye göç etmişti. 1853 yılında Strauss Amerika vatandaşlığına geçti.
Strauss, manifatura şubesini açmak ve batının yeni filizlenen ekonomik gelişmelerinden faydalanmak amacıyla Kaliforniya Altına Hücumu (Gold Rush) sırasında San Francisco’ya yerleştir. 20 yıl boyunca işini çok başarılı bir operasyona dönüştürdü, sadece saygın bir işadamı olarak değil, aynı zamanda yerel bir hayırsever olarak da adını duyurdu. Strauss’un müşterilerinden biri Jacob Davis adında bir terziydi.
Bir gün yerel bir işçinin karısı Davis’den kocası için parçalanmayacak bir çift pantolon yapmasını istedi. Davis pantolonunu güçlendirmenin bir yolunu düşünmeye çalıştı, cep köşeleri ve birleşim yerleri gibi zorlanma noktalarına metal perçin koyma fikrini ortaya attı. Bu perçinli pantolonlar anında bir hit oldu. Davis, hızlı bir şekilde süreç hakkında bir patent almaya karar verdi, ancak projenin ilerlemesini sağlamak için bir iş ortağına ihtiyaç duydu. Hemen perçinli pantolonunu yapmak için bezi satın aldığı, Levi Strauss ile görüştü. Erkeklerin iş pantolonunu ekleme noktalarını perçinle tutturarak daha sağlam kılan bu tasarımın 20 Mayıs 1873’te ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi’nden 139,121 numaralı patent Jacob Davis ve Levi Strauss A.Ş’ye verildi. Böylece iş kıyafeti alanında yeni bir giysi ve ilk kot pantolon ortaya çıktı.
Altına Hücum furyasında madencilerin daha dayanıklı iş giysileri ihtiyacı ile gösterişsiz olarak üretilmeye başlanan Amerikan Mavi Denim fenomeni ortaya çıkması ile 30 yıl içerisinde Strauss, meşhur bakır zımbalı mavi denim iş pantolonlarını seri üretime başladı ve 20 yüzyılın ilk yıllarında, Amerikan jean üreticilerinin “üç büyüğü” kuruldu; Levi Strauss & Co. (Levi’s ®), H.D. Lee Company (Lee ®) ve Blue Bell Overall Company (Wrangler ®)
Madenci kıyafetlerinde kullanılan kot pantolonun gündelik giysilerde kullanılır hale getiren kültürel dönüşüm süreçleri, Hollywood sayesinde hız kazandı. Vahşi Batı gösterileri uzun süredir popüler bir eğlence biçimiydi ve Amerikan film endüstrisinin ilerlemesiyle “Vahşi Batı” da Hollywood’ un temel taşlarından biri haline geldi. 1930’larda stüdyolar, popüler ekran idollerinin, sıklıkla denim giysiler içinde rol aldığı çok sayıda Western filmi üretiyordu; sinematik kovboy miti, blue jean’in kitlelerin gözündeki albenisini arttırmaktaydı. Aynı şekilde, “büyük çiftlik” tatilleri de mavi denimin orta sınıflar arasında popülerleşmesini sağladı. Doğru kılığa bürünmek bu tecrübenin önemli bir parçasıydı, tatilciler kovboylara ve çiftlik çalışanlarına özgü mavi denim iş giysilerini hızla benimsendi.
John Wayne Filminden Bir Kare
1950’lerde, Amerikan orta sınıf yaşam tarzının (kolaylık, rahatlık ve maddi zenginlik üzerine kurulu) algılanan memnuniyet ve refah düzeyi, birçok genç Amerikalı gencin kafasını meşgul etmekteydi. “Amerikan rüyasının” sorgulanması, soyut dışavurumculuk, beat şiiri ve daha genç sinema izleyicilerini hedef alan huzur bozucu filmler gibi kültürel fenomenlerle sonuçlandı. Marlon Brando’nun başrolünde oynadığı The Wild One (1953) ve James Dean’ in başrolünde oynadığı Rebel Without a Cause (1955) (genç “metot” oyuncularının kamera karşısında mırıldandığı, kambur durduğu, omuz silktiği, ahlaki açıdan kuşkulu filmler) izleyiciler üzerinde deprem etkisi yarattı. Film yapımcıları tarafından genç aktörleri giydirmek için seçilen giysiler, bu albeninin merkezindeydi; Kısa fermuarlı “bomber” ceketler ( Amerikan havacılarının savaş sırasında giydikleri ceketlere gönderme yapmak amacıyla bu ismi almışlardı), tişörtler, dayanıklı iş çizmeleri ve blue jeanler. Kaba, dayanıklı ve işlevsel giysilerden oluşan, önceleri boş vakitten ziyade işçilikle özdeşleşen bu kombinasyon, savaş sonrası erkek giyiminin içinden doğacağı bir kalıp yarattı.
Ve böylece mavi denim pantolonlar gençlik, cinsellik ve isyanın kolay farkedilen işaretleri oldu; halkın gözünde bir zamanlar işçilikle, tutumlulukla ve ekonomiyle ilişkilendirilen bir ürün, artık daha yaşlı nesiller tarafından sapkın ve tehditkar bulunmaktaydı. Blue Jean’ in ronk ‘n’ roll müziğiyle özdeşleşmesi, nesil farkının altını çiziyordu; Elvis Presley denim giysiler içinde televizyona çıkmakla ve tanıtım fotoğraflarında poz vermekle kalmadı birde blue jean’e yapılan göndermeler 1950’lerin popüler şarkı sözlerinin başlıca unsurları oldu.
Elvis Presley
Kızlar da, kadınsılıklarından ödün vermeden denim giysileri kendilerine uyarlayabiliyordu; aslına bakarsak, kadın bedeninin kıvrımlarının ağır iş giysileri içerisine girmesiyle oluşan görsel kontrast, giyen kişinin cinsiyetinin altını çizmeye yarıyordu. Blue Jean’in yeni filizlenen çekiciliği, liseli kızlardan motorculara, film yıldızlarından sokak çetelerine, itibarlı banliyölerden şehir içindeki sosyal konutlara çok sayıda genç müşteriyi kuşatmıştı. Denim pantolon yalnızca bedeni sarmıyor, aynı zamanda giyen kişiyi tanımlıyordu.
1950 lerde bir dergi çekimi
Bir Başarı… Bir İnsan…. Binlerce Kişilik Bir Topluluk… Meeting Challenge adlı yazım için tıklayın…
mükemmel anlatım çok iyi teşekkür ederim
Yararlı bilgiler içeren çok güzel bir yazı
İlginç bir yazıydı ama değişik bilgiler öğrenmek isteyenler kesinlikle bakmalı
Ya hikayeye super çok guzel hikayeler var sitede çok beğendim
Bu yazı sayesinde bilmediğim bazı şeyleri öğrenmiş oldum elinize sağlık
Gerçekten değişik ve kendimi geliştireceğim bilgiler var okumakla bir şey kaybetmezsiniz