Şaşırmadım hayat… Şaşırmadım…
Unutma ki artık seninle kavgalıyız. Bu kavgamız bir ömür sürebilir. Ben bütün enerjimi sana karşı durarak harcayacağım emin olabilirsin. Çünkü senin bana aşıladığın her duygu bana sadece acı veriyor. Bana tutun dediğin her dal elimde kalıyor. Ben senden hiçbir şey beklemiyorum artık…
Buna savaş da diyebilirsin! Adını varsın sen koy. Yalnız sadece şunu unutma ki; benden bu kadar…
Ben işinden emekli olmuş biri gibi sen ve senin içinde barındırdığın insanlarından emekli oluyorum. Çünkü ben beceremiyorum. Ne sevmeyi ne sevilmeyi, ne iyilik yapmayı ne huzur vermeyi, ne de kalp kırmamayı, hiçbirini beceremiyorum… Kısaca ben işe yaramazın tekiyim!
Şaşırdın değil mi? Beklemiyordun bu sözlerimi. Yine umut edeceğimi yine o ışığı bekleyeceğimi zannediyordun. Üzgünüm ama bu sefer büyük yanıldın hayat, hem de çok büyük yanıldın…
Bundan sonra bir ben varım bir de yine ben sonra yine ben… Gördün mü ne çok kişiyiz. Başkasına gerek var mı bu kalabalıkta söylesene. Bu kadar kişi birbirimizi severiz, mutlu ederiz, teselli ederiz. Söylesene hayat susma! Başkasına gerek var mı?
Neden susuyorsun? Yoksa senin de mi beni dinleyecek iki dakika sabrın yok. Yoksa sen de mi sadece gülmek, eğlenmek için yanımdasın. NİYE SUSUYORSUN!
Sen de git. Durma. Umudumu merak ediyorsan onla vedalaşmadım, onu direkt ucsuz bucaksız bir kuyuya ittim. Özellikle sonsuz bir yere gönderdim ki onu, bir daha bir yerlerden çıkıp beni rahatsız etmesin istedim. Onu kendime dost bilmiştim ama bilirsin, o da şaşırtmadı…
Uğruna yaşanacak bir ne kaldı hayat? Senin içinde barındırdığın insan denen varlıklar beni yerle bir etmekle meşgul. Her biri bir yandan geliyor. Hangisine kafa tutabilirim? Hangisiyle savaşacak gücüm kaldı?
Yoruldum… Dört yanımdan dört ordu da kuşatsa beni, kılıcımı kaldırıp da üzerlerine savuramam. Varsın onlar etlerimi lime lime koparıp, leşimi de akbabalara bıraksınlar… Varsın onlar kazansınlar. Ben kazansam ne uğruna hayat? Kazandığımda, kazanmama sebep tutunduğum o kişi kim? Ne uğruna kazanmış olacağım söylesene!
Susmak, hak vermenin bir başka yöntemidir hayat. Senin suskunluğun benim haklılığımdan ileri gelir, biliyorum…
İşte bitiyorum, görüyorsun… Öyle yavaş yavaş ve öyle sıradan… Bakma böyle konuştuğuma. Kimse acımasın bana, sakın! Kendi kendime, kendimi bitiriyorum ben, size ne! Gidin evsiz bir çocuğa, anasız bir yavruya acıyın, bana acımayın…
Çünkü bana müstahak be hayat, müstahak… Ben belli ki kirli bir biriyim, kalbimin ekmeğinden bana düşen payda da bu yüzden acı. O yüzden ben her kötü mefhuma layığım…
Sen de sıkıldın değil mi? Tamam tamam uzatmıyorum fazla… Gidip kendimi kandırmaya devam edeceğim yalnızlığımla, hayatın saçma uğraşlarıyla… Nereye kadar mı, sonsuza kadar… Benden bu kadar hayat…
Belki bir sonrakinde doğru ve mutlu bir şekilde…
0 Yorum