Geleneksel medya ve sosyal medya üzerinden insanlara empoze edilmeye çalışılan ideal vücut ölçüleri beden algısı ve beden algısı bozukluğunu akla getiriyor. Bedeni ile barışık olmayan, aynaya baktığında kendinde bir dolu kusur bularak kendi kendini acımasızca yargılayan insanların sıklıkla yaşamış olduğu bu durum içinden çıkılması emek, sabır ve zaman isteyen bir süreç olarak karşımıza çıkıyor.
Beden algısı; kişinin kendi bedeni ile ilgili isteyerek ya da istemeyerek oluşturmuş olduğu duygu ve düşüncelerini ifade eden bir kavram. Bebeklikten itibaren gerek pozitif gerekse negatif etkilerle gelişip, değişerek hayatımıza etki eden beden algısı özellikle ergenlik döneminde kişinin hayatını oldukça fazla etkiler.
Ergenlik dönemi bilindiği gibi fiziki değişimlerin çok hızlı olduğu bir dönem. Bu bakımdan kilo alınması, ciltteki değişimler, ses değişmesi ve buna benzer değişiklikler hemen adapte olunacak değişiklikler değil ne yazık ki. Kişi bir yandan kendini, yaşadığı çevreyi ve yaşadığı dünyayı daha bilinçli algılamaya başlarken bir yandan da bu değişimleri anlamlandırmaya çalışır. Kimi zaman anne babasının tutumu, arkadaşlarının sözleri, toplum baskısı, medya baskısı ve yaşadığı bazı olaylardan negatif etkilenerek kendini beğenmemeye başlar.
Beden algısını negatif etkileyen faktörlerden olan aile tutumu, arkadaş sözleri, toplum baskısı, medya baskısı ve yaşanılan kimi olayların insan ruhunda izler bırakması sadece ergenlik dönemine özgü bir durum değildir kesinlikle. Kişi yaşadığı her dönem ve zamanda bunlarla karşılaşabilir.
İdeal (kime göre neye göre) vücut ölçüleri medyada bangır bangır yer almaya devam ederken birey kendinde bir eksiklik olduğunu düşünerek herkes tarafından kabul gören vücut ölçülerine sahip olabilmek için bazı yöntemlere başvurur. Estetik operasyonlar (operasyon için başvuran insanların yaş ortalamasının epey düştüğü bilinmektedir ki bu durum gerçekten çok üzücü), cerrahi müdahaleler (obezite bu konunun tamamen dışındadır) ve belki de en sağlıksız durumu doğuran aç kalarak kilo vereceğini zannedip yememe ya da kalorisi çok düşük ürünleri tüketmek bu yöntemler arasındadır.
Beden algısının olumsuz olması kişinin kendi ile barışık yaşamasını engelleyerek onu sürekli kendinde bir kusur aramaya iter. Vücut ağırlığı normal olsa da çevresindeki insanlar daha zayıf olduğu için ona göre çok kiloludur. Kendi bacakları ya da kolları çevresindeki ve medyadaki insanların bacakları ya da kolları gibi değilse onları beğenmez. Ve daha pek çok çoğaltılabilecek örneklerle birlikte bu konu üzerine aşırı bir şekilde düşünme eğilimi göstererek kendisi ile normalden fazla uğraşır. Bu durum beden algısı bozukluğunu ortaya çıkarır.
Beden algısı bozukluğu, kişinin kendisini sürekli başkaları ile kıyaslayarak kendisini beğenmemesi, gün içerisinde ayna karşısında geçirilen zamanın artması sonucunda aynaya baktığında sürekli kendinde uğraşacak bir şeyleri bulması, bedeninin herhangi bir bölgesi ile ilgili kötü sözlerin söylenmesi, sürekli onay ihtiyacı şeklinde kendini gösteren bir rahatsızlıktır.
Ünlü olan insanların bu rahatsızlıktan muzdarip olduğunu görüp bilsek bile kim bilir perde arkasında bilmediğimiz ve belki de bu bozukluğa sahip olan kişinin anlatmaya cesaret edememesinden dolayı haberimizin olmadığı nice insanlar vardır.
Beden algısı bozukluğunun tedavisi için profesyonel yardım almak gereklidir. Kişi sahip olduğu düşünceler nedeniyle kendi kendine yardım etmekte çok zorlanır. Fakat en önce tabii ki böyle bir şeye sahip olunduğunun kabul edilmesi sağlığa, iyiliğe ve pozitif bir beden algısına giden yoldaki ilk adımdır.
Çevrenizde okuduğunuz özellikte davranışlar gösteren tanıdıklarınız, arkadaşlarınız var ise onları yargılamayarak, birileri ile karşılaştırmayarak ve onları düşüncelerinden dolayı eleştirmeyerek onlara iyilikte bulunabilirsiniz.
Bir insanın kendini nasıl sağlıklı, iyi ve mutlu hissediyorsa o şekilde yaşamaya hakkı olduğunu düşünerek insanları olduğu gibi kabul etmeye başladığımızda toplum olarak da iyileşeceğiz.
[zombify_post]
0 Yorum