Süregelen dünya düzenini karşılarına bile almaya tenezzül etmeyenlerin, ellili ve altmışlı yılların Amerika'sında ortaya çıkarttıkları dağınık edebiyat türü, sonraki dönemlerde birçok eseri doğrudan etkileyecekti… Beat kuşağı edebiyatı…
Jenerasyonun tüm konformizm zorlamalarına rağmen, bu dönemin sanatçıları; uçuk seks, uyuşturucu gibi sert konuları işlemişlerdi.
Bunların yanı sıra, insanın kendi içinde kayboluşu ve her geçen gün bir parça daha yok oluşu gibi, kuşakla özdeşleşen yazıları, beat edebiyatının özünü oluştur iken bir bakımı da yazarların sonunu getiriyordu.
Kelime manası olarak bir dönem "Asi", bir dönem ise "Bitmiş, tükenmiş" anlamına geliyordu. Naçizane görüşüm olarak "Tükenmiş" sıfatını bu türle daha çok özdeşleştiririm. Keza dönemin sanatçıları, özgürlük kisvesi altında büyük arayışlarda kaybolurken, her nefeste biraz daha tükeniyorlardı.
Dünya Soğuk Savaş ile kıvranırken, aykırılık emsali olan beatler, Budizm etkileri ile birlikte homoseksüellik, savaş karşıtı düşünceler gibi o dönem için çekinilen konuları ele alıyorlardı.
Caz misali tınlayan şiir ve düz yazıları, klasik edebiyatı abondene edercesine kuralsız ve ahenkle ilerliyordu. Cut-up gibi tabu kıran yazım stilleri bu dönemde sivrilmişti.
Ülkemizde Beat eserleri, büyük çoğunlukla ALTIKIRKBEŞ yayınları bünyesinde türkçeleştirilip yayınlanır. Türkiye'de Beat Edebiyatı'na büyük katkıları olan Şenol Erdoğan'ı unutmak da olmaz tabi…
Sonrasında gelen birçok yazarı ve müzisyeni etkileyen bu kuşağın öncü isimlerinden sözler ile devam edelim.
- Jack Kerouac -Yolda-
“Ama o vakit sokaktan aşağı ruh hastaları gibi dans ederek indiler ve ben ayaklarımı sürüyerek peşlerine takıldım, Hayatım boyunca ilgimi çeken insanların peşlerine takılmam gibi… Çünkü benim ilgimi çeken insanlar deli olanlardır. Yaşamak için deli olan, konuşmak için deli olan, her şeye aynı anda ihtiras duyan, hiçbir zaman esnemeyen ya da sıradan bir şey söylemeyen… Ama gece boyunca maytaplar gibi yanan.”
- Allen Ginsberg -İzdiham-
“Dünyanın ağırlığı aşktır.
Yalnızlığın yükü altında,
Hoşnutsuzluğun yükü altında,
O ağırlık,
Taşıdığımız o ağırlık
aşktır.”
- William S. Burroughs -Yumuşak Makine-
“Seni kategorize etmeye çalışırlar. Seni kendi kafalarındaki resme uydurmak isterler ve uymazsan çok bozulurlar. Bir şeyler yapabilmeye ne denli yakın olduğunu görmektir yazı… Bütün sanatların amacı budur. İnsan başka ne ister ki, ne zannederler? İnanmadığın bir yolda yürümek isteyeceğini mi düşünürler? Bence sanatçılar dünyayı ele geçirmeli. Çünkü bir şeyler yapabilecek yegane insanlar onlar. Gazete sayfalarından çıkma politikacıların bunu bizden almasına neden izin verelim?”
- Gary Snyder -Kayrak-
“Ne cennet, ne de düşüş var,
Yalnız yıpranmış toprak
Ve göğün dönen çarkı,
İnsan, şeytanıylazihnin kaosunu aramakta.
Ah Cehennem!”
Lawrence Ferlinghetti -Onun-
''Aşkın kendisi bilinmeyende düşüp kaybolmuştu, parçalar halinde taşındı, hayvan geride kaldı. Ya da ben öyle sandım, öyle düşündüm. Düşüp kayboldum, mekânımda yapayalnız.''
….
0 Yorum