…"Katlanmak" dedi kısık bir sesle üstad ve ekledi;
"Kimseye katlanmayın bu zamanda sadece hayata katlanın"
Ömür bu, bir yerde tükenecek elbet, zaman akıp gidiyor çünkü. Yaşadıklarınız ister yanınıza kar kalsın isterseniz ders çıkarın ama yaşamaya devam edin. Geliyorsa eğer elinizden Sevmek, vakit dolmadan sevin sevebildiğiniz kadar, güzeldir çünkü sevmek. Sonrası…
Sonrası işte ah ile vah ile geçen yalan bir ömür, tıpkı o andan önceki yaşam gibi. Hayatı kuralına göre dolu dolu yaşayın, sevin, aşık olun ne bileyim bir şeylerle meşgul olun elinizden bir şey gelmiyorsa. Her güne mutlu uyanmayı deneyin mesela. Dün, dünde kaldı, o da cepte ders çıkarmanız için. Daha günleri bitiremiyoruz farkında mısınız ama mevsimler geçsin istiyoruz. İlk bahar gelsin istiyoruz hemen yeni sevdalara kanat açmak için, oysa ki sonbaharın hüznü de ne de güzel yakışırdı sevmek…
…Sonra sordu bize yüzünde hafif bir gülümsemeyle;
– Nedir mutluluk size göre?
Kimseden ses çıkmıyordu ve herkes birbirine bakıyordu şaşırmış bi vaziyette. İçimden "Yuhhh be bize, yok mu şimdi içimizden tarif edecek biri" derken Fırıldak Necmi hafif doğrularak;
– Mutluluk, seni dinlemek abiii" Herkesin yüzünde şaşkın bir gülümseme oluştu Fırıldağın bu sözünden sonra.
Üstad da gülümsedi aldığı bu cevaba karşı. Sonra ekledi;
– Gördünüz değil mi? Mutluluğu istiyoruz hep, arıyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz. Sonra ufacık bir tebessüm görsek, iyilik görsek mutluluk sanıyoruz. Sonrası tabiki de hayal kırıklığı. Önce hayatı kabullenin. İyisiyle, kötüsüyle, yanlışıyla, doğrusuyla kabullenin. Zamanı geri alamıyorduk değil mi? O zaman takılmak yok geçmişe. İleriye bakıp daha çok çabalamamız gerekiyor. Önce bizi mutlu eden şeyleri bulmamız ve bunları hayatımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Bu mutluluk kaynağı her zaman insan olmayabilir…
…Önce mutlu olmayı öğrenmeliyiz, İnsanlarla mutlu olmak zordur, eğer daha önceden mutluluğu tatmadıysanız bunu insanla denemeyin sakın.
Tabi mutlu olmanın ilk şartı sevmek. Elbette o ya da bu şekilde bu tecrübe edeceksiniz. Ağır gelecek, eğer gerçekten sevmeyi keşfetti iseniz ve bir kere başardıysanız asla kopamazsızın sevginin ekseninden. Kiminiz acı içinde sevecek kiminiz de mutluluk içinde.
Ama güzel şey sevmek, sevilmek. Kendinizi asla mahrum etmeyin bu duygudan, hak edeni de mahrum etmeyin tabi. Sevmenin kolay ama biraz da meşakatli bir yolu var o da severken bedeninizden sıyrılmak ve teslim olmak. Yapabilirseniz eğer bunu sizden mutlusu olmayacaktır.
…mutluluk demişken, bunu arttırmanın yolları da var elbet. Paylaşın mesela mutluluğunuzu, sevginizi. Nasıl acılarınızı paylaştığınızda yükünüz bir nebze de olsa hafifliyorsa mutluluk da öyle işte. Paylaştıkça çoğalıyor bu sefer. Paylaşmanın pozitif etkisini ve insana verdiği huzuru keşfedin derim.
Sevgi de bu mutluluk üzerinden gelir size. Aklınızda, ruhunuzda yada kalbinizde mutluluğunuza ortak olan o en değerli şey ne ise diğerlerinden bir adım öne geçen sevginizin de hak edeni sahibi oluyor ister istemez. Güzel bir duygu tabiki, kaçmayın derim bundan. Zaten isteseniz de istemeseniz de tadacaksınız, neden zor yolu seçesiniz ki!
Kafama bir soru takılmıştı bu durumla ilgili eminim diğer arkadaşların da takılmıştır.
– Peki üstad nedir zor olan! Nasıl bir yoldur ki bu bizi zorlayacak…
…Güzel soru 🙂
Bu hayatın karmaşası o kadar çok ki, bazen insan kendini bile anlamıyor. Zaten çevresinde olup bitene de bir mana veremediği için kaygılı bir yaşama telaşı içinde, sevginin ya da aşkın getireceği bir sorumluluğun kendilerini daha da yıpratmasından korkuyor. Bu korku bazen güven problemi olarak çıkıyor insanın karşısına bazen de kaybetme korkusu. Ama şunu unutmamak gerekiyor; bu hayatta ne için bedel ödemedik ki! Her şeyin bir bedeli olacak elbette ama kazanımları daha çok olacak bunu unutmayın.
Sevmenin ve aşkın getireceği güzellikler kaygılarından çok daha fazla. İnsanlar bu ilk seviyeyi atlattıklarında gerçekten de ne kadar mutlu olduklarını görüyor, hissediyor. Tavsiyem size şu olur;
Korkmayın asla, sevmekten de sevilmekten de. Her şey bizim değil mi bu hayatta. Korkularınızı, endişelerinizi bırakın bir kenara, yaşamaya bakın. Dünü tekrar yaşayabilecek misiniz? Hayır. Geleceği de bilemediğimize göre, bırakın yaşayın. Korkmadan, çekinmeden sevin sevilin. Sevmek çok güzel çünkü…
Devam Edecek 🙂
0 Yorum