Dünya tarihinin en kanlı günleri… Almanya’nın Nazi politikası kanlı bir şekilde ilerliyor. Yahudiler nedenli nedensiz katlediliyor, tüm dünya vahşetle çalkalanıyor. Vahşetin baş ismi tabi ki Adolf Hitler.
Hitler zalim politikasını ve ırkını yüceltmeye yönelik planlarını bir bir uygularken tabi ki yalnız değil. Onun arkasında olan binlerce insan, ve ordusu da onunla birlikte fakat öyle bir isim var ki onu destekleyenler içinde çok farklı bir yere sahip. Reinard Heydrich diğer bir adıyla “PRAG KASABI”
Bu isim Yahudilerin katledilmesinde ve Avrupa’dan sürülmesinde çok etkili olan, 26 bin Yahudi’nin toplama kamplarına girmesinde en büyük etken olan, ve dönemin Çek Cumhuriyeti, Polonya gibi devletlerine kan kusturan isim.
2. Dünya Savaşı bilindiği üzere ilk önce Almanya’nın Çek Cumhuriyeti’nin Südet bölgesini işgali ve sonrasında bölgenin tamamen savunmasız kalarak tamamını işgaliyle başlar. Aslında tarih kitapları 1 Eylül 1939 tarihinde Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesiyle savaşın resmi olarak başladığını söyler fakat savaşın diğer ülkeler adına endişeye yol açması ve taraf belirtmeleri Südet bölgesinin işgaline dayanır.
İşte bu işgalden sonra ülkede her gün gerçekleştirilen sebepsizce ölümler, kanlı eylemler Çek Cumhuriyeti’nde bir uyanış olması gerektiği düşüncesini uyandırmıştır. Londra’da bir direniş örgütü bölgeye 2 operasyon askeri yollamıştır. Josef Kabcik ve Jan Kubis.
Bu isimler ülkeye gelir ve tek bir amaçları vardır. Heydrich’i öldürmek. Bölgedeki küçük çaplı direnişçiler bunun çok yanlış bir eylem olacağını ve Heydrich’in öldürülmesi halinde çoklu kıyım olacağını söyler. Fakat emir kesindir. Planlar yapılır. Heydrich’in Berlin’e dönmeden bir gün önce öldürülmesi gerekir. Josef Kabcik, Jan Kubis ve 2 direniş örgütüne bağlı kişi yola pusu kurar. Heydrich Prag’da ki şatosundan mercedes arabasıyla geçerken Josef Kabcik arabanın önünü keser, silahı doğrultur fakat silah tutukluk yapar. Heydrich tam silahına davranırken Jan Kubis bomba atar ve şarapnel parçası Heydrich’in beline isabet eder.
Direnişçiler kaçar ve gizlenirler. Heydrich ise hastanede ağır yaralıdır. Alman ordusu sokaklarda adeta kıyım yapmaya başlar. Jan Kubis, Josef Kabcik ve 5 direnişçi bir kilisenin mahzenine saklanırlar. Olayların dinmesini beklerlerken Heydrich’in ölüm haberi gelir ve ülkenin tüm radyolarında direnişçileri bulanlara para ödülü verileceği ve direnişçilerin bulunamaması halinde idamların, ölümlerin başlayacağı haberleri geçer. Bunun üzerine gruba yardım eden bir ailenin çocuğu büyük işkencelere dayanamayarak direnişçilerin kilisede saklandığını bildirir. Alman ordusu kiliseyi sarar. Yaklaşık 6 saat boyunca 7 direnişçi kiliseyi savunur fakat Alman ordusu 7 direnişçiyi de orada öldürür.
İşte bu olay 2. Dünya Savaşı’nda Hitler’in aslında Heydrich’in ölümüyle sağ kolunu kaybetmesidir. Hitler Heydrich’in ölümü üzerine “Zırhsız araçla dışarıya çıkmak aptallıktır ve lanetlenmiş olan korunmasız sokaklarda seyahat etmek gibi kahramanlık hareketleri suikast yapılmasına fırsat doğurmuştur. Heydrich gibi yeri doldurulamaz bir adam gereksiz tehlikeye kendisini maruz bırakmasını, sadece aptalca ve saçma bir harekettir.” sözleriyle düşüncelerini dile getirmiştir.
Bu mükemmel direnişi ve kahramanlık hikayesini Anthropoid adlı filmde izleyebilirsiniz.
Bir Yorum