Şöyle dönüp bir baktığımızda, internet hayatımızda ‘herhangi bir’ yere sahip değil çünkü internet artık hayatımız. Her an, her dakika, her saniye nerede ne olduğuna kolaylıkla ulaşabiliyor ve hızlı bir şekilde bilgi tüketimine başlıyoruz. Özellikle bu pandemi döneminde insanların evlere kapanması ve eşzamanlı olarak internet kullanım süresinin artışı elbette ki bazı sorunları daha da görünür kılıyor. Eskiden çektğimiz mesajlara 2 saate kadar varan bekleme süresi eklerdik, peki ya şimdi? İnternet çekim hızı bir hane dahi düşse elimiz ayağımız titremeye başlıyor. Gözümüzü açtığımız her gün, uyuduğumuz süre içerisinde ne olmuş? ne kaçırmışım? diye göz atmaya başlıyoruz sosyal medya profillerimize ve haber sitelerine. Dikkatimizi çeken bir haberi okumak için tıkladığımızda, bekleme süresi ortalama 9-10 saniyeyi geçtiğinde ne merakımız kalıyor ne de sinir sistemimiz. Garip bi geç kalmışlık hissinin içine giriyoruz sanki, hemen operatöre ulaşmaya çalışıyoruz ya da cam kenarlarına ya da tepelere tünüyoruz. Oysa çok da uzak geçmiş değil, 2G, 3G ve ardından 4.5G kullanımına geçişimiz. Kısaca bahsetmek gerekirse, 90’lardan 2000’lerin başlarına kadar kullanılan 2G’ye görüntü ve ses iletimini mümkün kılan datalar işlenerek 3G teknolojisine evrilmenin en sabit örneği akıllı telefon kullanımına geçişimiz ve artık görüntülü konuşmalar yapabilişimizdir. Daha sonrasında, bu sefer de artık 4.5G kullanımının başlayacağını duyurdu operatörler. Daha hızlı, sorunsuz geçiş, geniş kapsama alanı ve yüksek kaliteli bağlanma. Şimdi de daha da hızlıyı, daha da yüksek kaliteyi ve daha da geniş kapsama alanını vaat eden bir teknoloji: 5G.
Starlink Uyduları adlı yazı için tıklayın…
[zombify_post]
0 Yorum