365 Gün’de Yanlış Olan Her Şey

2 dakika


365 gün (2020) Polonyalı yazar Blanka Lipińska tarafından yazılmış kitap serisinin sinemaya uyarlanmış hali. Ülkemizde de Netflix aracılığıyla yayınlandı ve haftalarca Netflix'in en çok izlenen içeriklerinden oldu. Erotik dram türünde sayılabilecek yapım, yalnızca ülkemizde değil, dünyada pek çok ülkede de en çok izlenen filmlerden biri oldu.  Filmi izleyen biri olarak söylemeliyim ki, gerçekten çok boş ve saçma bir film, başarı sebebi de tabii ki seks sahnelerinin bolluğu. Ancak bu kadar yüksek oranda bir başarı yine de şaşırtıcı ve senaryoyu düşündüğümüzde biraz da korkutucu. Durumun neden böyle olduğunu ise, bu yazıda anlatmaya çalışacağım. 

Filmin konusu şöyle: dominant ve sert bir karaktere sahip mafya patronu Massimo babasıyla birlikte silahlı saldırıya uğradığı gün uzaktan bir kadın görür ve o an ona "aşık olur." (Yani en azından filmin iddiası bu, yoksa çook uzaktan güzel bir kadın gördünüz diye hemen ona aşık olmazsınız). O gün babasını kaybeden genç adam, gördüğü kadını takıntılı hale getirir (evinin duvarlarında bile kadının resmi vardır) ve her yerde onu arar. Sonunda da kadını bulur. 

Massimo'nun takıntılı hale getirdiği kadın ise bir otelde yöneticilik yapmakta olan Laura'dır. Laura'nın, film başladığı sırada, bir erkek arkadaşı vardır ancak ilişkisinden memnun değildir. Neyse, yıllar boyunca aradığı kadını bulan Massimo acayip romantik (!) ve son derece sağlıklı (!) bir adım atarak,  Laura'yı kaçırır ve ona kendisine aşık olmak için 365 gününün olduğunu söyler. Bu süre zarfında Laura onunla kalmak zorundadır. Ancak Massimo onu zorlamayacaktır ve eğer bir yılın sonunda Laura aşık olmazsa, istediği yere gidebilecektir (ne kadar da kibar ve centilmen bir adam değil mi, gözlerimiz yaşardı :D). 

Film sanatsal anlamda gerçekten çok kötü. Birbiriyle alakasız sahneler ardı ardına dizilmiş. Konu bütünlüğü yok. The Godfather'la, Fifty Shades of Grey'in amatörce birleştirilmiş hali gibi. Ama en önemli sorun bu değil. Daha önce de kötü ve taklit filmler gördük. Burada problem, filmin kadın karakterine uygulanan şiddet ve taciz ve bunun romantik ve meşru gösterilmeye çalışılmasıdır. 

BİRLİKTELİĞE RIZA GÖSTERME: 

Eğer birinden hoşlanıyorsak ve onunla yakınlaşmak istiyorsak karşı tarafın rızasını almalıyız öyle değil mi? Bu basit bir olay ama sanırım bazı insanlar anlamıyor ve anlamamakta ısrar ediyor. Filmde de karışıklık var bu konuda. Massimo, Laura'yı kaçırıyor ve yer yer ona tacizde bulunuyor ancak seks için Laura'nın rızasını bekliyor. Ve böylelikle sanki onun kararına saygı duyuyormuş gibi gözüküyor. Tabii Laura o sırada kaçırılmış durumda ve sağlıklı bir şekilde karar vermekten uzak. Üstelik olay yatağa kadar gitmese de, Massimo sık sık rızası dışında  Laura'ya dokunuyor. Sanki film şey diyor gibi değil mi, "Çok abartmadan istediğiniz kadına ara sıra dokunabilirsiniz tabii ki ama "tam anlamıyla" cinsel bir birliktelik yaşamak için rızasını alın. Bunun için de onu zorlayabilir, psikolojik ve fiziksel şiddet uygulayabilirsiniz."

Beni en fazla rahatsız eden sahnelerin birinde Massimo, Laura'yı zorla bir gece kulübüne götürüyor. Laura'nın üzerinde mini bir elbise var ve o sırada dans ettiği adamlardan biri (tabii bu adam da İtalya'nın en güçlü mafya ailelerinden birinini oğluymuş) ona tecavüz etmeye kalkıyor. Kahraman erkeğimiz Massimo, cesurca Laura'yı kurtarıyor ve adamı ellerinden vuruyor. Ama bu İtalya'nın iki güçlü ailesi arasında savaşın çıkmasına neden olunca, Laura özür diliyor. Özrü duyan muhteşem (!) Massimo'muzun ağzından ülkemizde de ne yazık ki duymaya alışkın olduğumuz şu sözler dökülüyor: "Eğer o......... gibi giyinmeseydin ve o numarayı yapmasaydın, buna gerek kalmazdı."

SONUÇ YERİNE

Ne yazık ki, her geçen gün kadına karşı yapılan şiddetin yeni bir örneğine şahit oluyoruz. Ve bu şiddeti uygulayanlar çoğu zaman bunu "aşk, sevgi veya kıskançlık" için yaptıklarını söylüyorlar. Bence bu faillerin zihniyetiyle, bize romantik bir erkek olarak sunulan Massimo'nun zihniyeti aynı. Peki ne yapmalıyız? Ben hiçbir şekilde sansürün veya benzeri kısıtlayıcı politikanın etkin olacağını düşünmüyorum. Amaç bence toplum olarak bu zihniyeti değiştirmek olmalı. Bu tür bir yapımı erotizm için izlesek bile, bunun gerçek dışı olduğunu ve öyle de kalması gerektiğini biliyor olmalıyız.  


Beğendin mi? Arkadaşlarınla paylaş!

Cemile Atlı<span class="bp-verified-badge"></span>

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Choose A Format
Personality quiz
Series of questions that intends to reveal something about personality
Trivia quiz
Series of questions with right ve wrong answers that intends to check knowledge
Story
Formatted Text with Embeds ve Visuals
Video
Youtube ve Vimeo Embeds
Audio
Soundcloud or Mixcloud Embeds
Image
Photo or GIF